Varış bölümü İki aslı vardır insanın: bir, madde aslı, toprak; bir de ruh aslı, yüceliktir. Tanrı katındaki yenilikler. Eşyanın ulaşamadığı yaratmış bölgesi. İnsan, bu iki asıl arasında bşr daire dönerek gelişme çizgisini tamamlar. İnsan yaratılmış, sonra yüceltilmiş, sonra imtihan için, ruh pişsin ve olgunlaşsın diye madde aslına döndürülmüş, ondan ruh aslına yönelmesi istenmiş, bu yönde göstereceği bütün çaba desteklenmiş. Ama insan, madde aslının dolaylarında ruh aslını unutur ve tekrar temelli yücelmeye niyetlenmezse, maddeden de öteye fırlatır. Aşağıların aşağısına düşürülür. Ama bir kere Dr yüceye yöneldi mi ona bütün kapılar açılır. Mucizeler ülkesinin kapıları. Melekler de onun yardımcısıdır. Zaman bile şuurlanır. Ve insan ashab-ı Keyf gibi mağaradan çıkar. Uykunun şartları yerine uyanıklığın dinamik kanunu geçmiştir. Sen artık sende değilsin. Senden senlik gitmiştir artık. İçin bir başka özle dolmuş. Seni senden boşaltarak yeniden saf bir özle doldurmuşlar. Sen kendi kendine sorarsın: ay! O ben miydim? Ay! O kadar düşmüş müydüm? Ve bu ben miyim? Ne kadar hafifledim. Bütün ağırlıklarım geride kaldı sanki. Böyle böyle, artık geriye bile dönüp bakmayacak bir uzaklığa kadar gidersin. Ve o uzaklık asık yakınlıktır. 'Söz bitmiştir. Aşktır gönlün alınteri.'
Diğer Sezai Karakoç Sözleri ve Alıntıları
- Zambaklar en ıssız yerlerde açar
Ve vardır her vahşi çiçekte gurur.
Bir mumun ardında bekleyen rüzgar,
Işıksız ruhumu sallar da durur.
Zambaklar en ıssız yerlerde açar.. - Ah, o ne kervandı ki, Hz. Yusuf'u alıp Mısır'a götürdü? Acaba o kervanda hangi "sır eri" vardı? Çaresizliklerden kurtaran Allah, gizlediği hangi hikmet eri ile kervanı çölleri aştıra aştıra Yusuf'un içinde bulunduğu kuyunun başına çekmişti. Kervanı kuyuya çeken bu susayış, insanlığın bir kurtarıcıya olan susayışının ta kendisi miydi? Kervan, insanlığın özleminden bir demet miydi? Kervan, kurtarıcılardan önce gelen ve hayatlarını alçakgönüllülüklerine gömmüş olanların bir işareti miydi?.....
- Peygamber hayatının en büyük zafer dönemecinde bir hayalet vardır. Skandalların hayaleti.
Ah, mucizeler bile insanların gözünde çok defa skandal değil midir? Göklerin skandalıdır onlara göre mucize.
Ayın ikiye bölünmesi, ah, ne skandal!
Miraç, ah ne skandal!
Bakire Meryem'in doğurması, ah ne skandal!
Çocuk İsa'nın konuşması, ah ne skandal!
Çocuğu olmayacak kadar ihtiyarlamış Zekeriya'nın kısır ve ihtiyar karısından çocuğu olması, ah ne skandal!
Peygamberlerin en çetin günleri bu skandal günleridir. Fakat, bir kere bu skandallar gelip geçti mi ve hakikatları anlaşıldı mı, artık gök bulutsuz yaz göğü gibi açılır, aydınlanır.
......... - Allah'a inanmanın müjdesini taşımak, bu dünyanın dar ufuklarında boğulan insanlara başka dünyaların da varlığını müjdelemek demektir.
Evet, bu dünyada hakkı verilmeyen, öteki dünyada hakkını alacaktır. Bu dünyada zulme uğrayan, öteki dünyada zalimin nasıl cezalandığını gözleriyle görecektir.
Bu dünyada putların boyunduruğunda ezilen halklar, öbür dünyada bu putlaştırılan kişilerin çektiklerini gözleriyle göreceklerdir. - İslam ekonomisinde, kişinin hür teşebbüs yetisini körelten devletçiliğe yer olamadığı gibi, tröstlerin doğumuna sebep olan tekelci özel sektör kapitalizmine de yer yoktur.
- Bu kentte ve başka kentlerde
Bize uygun ev yoktur
Kutlu evlere uymayız biz de
Ölsek yeraltını yadırgamayız
Kurtulmuş da oluruz
Paslı somyaların
Aç köpeğinkini andıran
Diş gıcırtısından
Sabah kalkıp da tartılsak
Bilge bir kantarda
Biraz eksilmişizdir
O kadarını yatak yemiş
Bir ülke de işte böyle kalkıyor ortadan
Halk artsa da çoğalsa da
Evler göğe ulaşıp yitiyor - Kur'an... İnsan ona yaklaştıkça hakikate yaklaşmanın büyük mutluluğunu, huzurunu ve heyecanını, aşk ve çoskusunu bulur içinde. Ondan uzaklaştıkça, erdemsizliklerin, büyüklenmenin bataklığına saplanır.
- Allah'ın yolu kaybolmaz. Ama ondan ayrılan veya onu ihmal eden, bir daha doğmamacasına batar. Yolundan ayrılan kaybedecektir, Allah'ın kaybı yoktur.
- Hakikat ve serap... İnsanın alın yazısını derinleştiren oyun çizgisi.
- Şüphesiz serap bile hakikatin şahididir.