Televizyon bir şamardır. Hem de kendi hanemizde kendi elimizle suratımıza inen büyük bir şamar. Bize neler yasak, şunlar bunlar. İşte bu yasakları, bu haramları televizyonun bizim hanemizin içine kadar getirir her çeşidini, barını, umumhanesini, meyhanesini ve biz oturur Müslümanlığımızla, karımız kızımızla onu seyrederiz. Ve sonra deriz ki, nasıl oluyor da mukaddesâtımız elden giderken, bize vururlarken ses etmez, vurana vurmayız. Düşünün bakalım televizyon karşısında muhallebi gibi gevşemiş bir Müslüman da değil cihad etmek, acaba kalkıp bir farzı ifa edecek kuvvet ve istek kalmış mıdır?
Diğer Cahit Zarifoğlu Sözleri ve Alıntıları
- ve üstüm başım perişan benim
elim hayret kısa kamalarım kayıp
de şehit nefesini değdir üstüne ciğerimin - ''kalbinizi ve sesinizi yumuşatın.''
- Bir incelik gösterin,incinmesin yüreğim
- ve üstüm başım perişan benim
elim hayret kısa kamalarım kayıp
de şehit nefesini değdir üstüne ciğerimin - Vicdanen rahat olmamız yetmiyor. Başkalarının hakkımızda yanlış kanaatler edindiğini görmek üzüyor bizi.
- "Bilmediğim
ve
ne yapacağı belli olmayan
bir duyguyla
hırpalanıyorum boyuna.." - takdir-i ilahi deyip teselli bulmuşlar.elbet demişler gerekse bize bir yük taşıyan,ALLAH bir tane daha kısmet eder...
- Ve o zaman daha önce hiç bu kadar büyüğünü görmediğimi düşündüm: yanlızlığın.
- Umutsuzluk mu,yoksa ince derin bir şikayet mi?
Yoksa
Faaliyet içinde geçen gece ve gündüzlerimizin bizi bıraktığı anlarda kalbimizi eline geçiren ve henüz mahiyetini anlamadığımız melal mi? - Bir kalbiniz vardır onu tanıyınız.
Bir şehir kadar kalabalıktır bazıları
Bir dehliz kadar karanlıktır bazıları
Konuşurlar
İsterler
Susarlar