Tasavvufta deniz remzi-sembolü aslında vahdet âlemini, o sonsuzluk âlemini temsil eder, teşvik eder, benzetir. Vahdet âlemi de deniz gibi sonsuz, kıyısı olmayan derin bir âlemdir. Arif kimseler için kullanılan gavvas yani dalgıç tabiri de işte bu derin denize dalarak o denizin içindeki inci, sedefi bulup çıkarma gücünde o ciğere, o akciğere sahip olan kimseleri ifade ediyor. Bu sebeple âşık, aslında hedefini, gayesini bulabilmek için o derin bahre dalarak bahrin içerisindeki inciyi, yakutu bulmaya çalışan bir kimse olarak tarif edilir.
Diğer Sadık Yalsızuçanlar Sözleri ve Alıntıları
- Susmanın bir yerde kaçınılmaz olduğunu okumuş, dinlemişti. Ama okuyarak bir şeyin kavranamayacağını henüz tam öğrenememişti.
- İnsan yağmur tanesi gibiymiş. Kimisi güle düşüyor kimsi çamura. Deli Tahsin çamura düşmüş gül çiği idi.
- Celal ve cemal bir aradadır bu alemde. Biri bir yüzü diğeri öbür yüzü. İki yüzü vardır bu alemin. İnsanların ikiyüzlü olması da mı bundandır? Bilmiyorum.
- Susmanın bir yerde kaçınılmaz olduğunu okumuş, dinlemişti. Ama okuyarak bir şeyin kavranamayacağını henüz tam öğrenememişti.
- İnsan yağmur tanesi gibiymiş. Kimisi güle düşüyor kimsi çamura. Deli Tahsin çamura düşmüş gül çiği idi.
- Celal ve cemal bir aradadır bu alemde. Biri bir yüzü diğeri öbür yüzü. İki yüzü vardır bu alemin. İnsanların ikiyüzlü olması da mı bundandır? Bilmiyorum.
- Ben sizin yalan ve hilelerinizle baş edemedim, bu bana dert oldu.
Ama ben de sizin önünüzde diz çökmedim, bu da size dert olsun.
Seyit Rıza - İnsanoğlunun kulağını bükmek, nasihat vermek boştur; kıssadan hisse çıkarmak da boştur. Bu cihanda nasihat, nisan yağmuru gibi bol bol yağar, sel gibi akar. Ama nerede o sadef ki ağzını açsın da yuttuğu bu damlayı inciye tebdil etsin. Her hadise, içinde hissesi olan bir kıssadır. Ama nerede o göz ki, bu dolaşık ve sırlı yazıyı söküp heceleyebilsin.
- "Özelikle benim gibi bir benliği taşıyanlara şu dünya gaddardır, mekkardır.
Bir lezzet verse, bin elem takar, çektirir. Bir üzüm yedirse, yüz tokat vurur" - Hak ve hakikat tekel altına alınamaz. İman ve Kuran nasıl inhisar altına alınabilir?
Siz, dünyanızın yasalarını ve kurallarını tekelinizde tutabilirsiniz. Ama iman hakikatlerini ücret karşılığında ve resmi bir biçimde, dünyevi işler gibi yürütemezsiniz.