Tam bağımsızlık, bizim bugün üzerimize aldığımız vazifenin temel ruhudur. Bu vazife, bütün millete ve tarihe karşı yüklenilmiştir. Bu vazifeyi yüklenirken, tatbik kabiliyeti hakkında şüphe yok ki çok düşündük. Fakat netice olarak edindiğimiz görüş ve iman, bunda, muvaffak olabileceğimize dairdir. Biz, böyle işe başlamış adamlarız. Bizden evvelkilerin işledikleri hatalar yüzünden, milletimiz sözde mevcut zannolunan bağımsızlığında kayıtlı bulunuyordu. Şimdiye kadar Türkiye'yi, medeniyet dünyasında kusurlu gösteren neler düşünülebilirse, hep bu hatadan ve bu hataya uymadan doğmaktadır. Bu hataya uyma neticesi; mutlaka, memleket ve milletin bütün haysiyetinden ve bütün yaşama kabiliyetinden soyunma ve uzaklaşmasını gerektirebilir. Biz; yaşamak isteyen, haysiyet ve şerefiyle yaşamak isteyen bir milletiz. Bir hataya uyma yüzünden bu özelliklerden mahrum kalmaya tahammül edemeyiz. Bilgin, cahil, istisnasız bütün millet fertleri, belki içinde bulundukları güçlükleri tamamen anlamaksızın, bugün yalnız bir nokta etrafında toplanmış ve fakat sonuna kadar kanını akıtmaya karar vermiştir. O nokta; tam bağımsızlığımızın temini ve devam ettirilmesidir. Tam bağımsızlık denildiği zaman, elbette siyasi, malî, iktisadî, adlî, askerî, kültürel ve benzeri her hususta tam bağımsızlık ve tam serbestlik demektir. Bu saydıklarımın herhangi birinde bağımsızlıktan mahrumiyet, millet ve memleketin gerçek mânasiyle bütün bağımsızlığından mahrumiyeti demektir. Biz, bunu temin etmeden barış ve sükûna erişeceğimiz inancında değiliz.
Diğer Mustafa Kemal Atatürk Sözleri ve Alıntıları
- Milletvekillerini Seçerken Çok Dikkatli ve Titiz Olunmalıdır. ,,
Mustafa Kemal Atatürk - Nutuk / sf. 361 :
Saygıdeğer Efendiler, pek iyi bilirsiniz ki, sultanlarla, halifelerle idare edilmiş ve edilmekte olan memleketlerde, vatan için en büyük tehlike, sultanların ve halifelerin düşmanlar tarafından satın alınmalarıdır. Bu, çok defa kolaylıkla sağlanabilmiştir. Meclislerle idare edilen memleketlerde ise en tehlikeli durum, bazı milletvekillerinin yabancılar adına çalınmış ve satın alınmış olmalarıdır. Millet Meclislerine kadar girme yolu bulabilen vatansızlara her zaman rastlanabileceğine, tarihin bu konudaki örnekleriyle hükmetmek zorunludur. Bunun için millet, kendi vekillerini seçerken çok titiz ve dikkatli olmalıdır. Milletin hata yapmaktan korunması için tek çıkar yol, düşünce ve faaliyetleriyle milletin güvenini kazanmış olan siyasî bir partinin seçimde millete kılavuzluk etmesidir. Genellikle bütün vatandaşların, adaylıklarını ortaya atan her şahıs hakkında karar vermeye yardımcı olacak doğru bilgilere ve isabetli oya sahip bulunacağını kabul etmek,görüş olarak var sayılsa bile, bunun tam bir gerçek olmadığı tecrübelerin tecrübeleriyle ve inkâr edilemez bir açıklıkla ortaya çıkmıştır.
,, - İsmet Paşa'dan sonra rahmetli Abdurrahman Şeref Bey'in konuşmaları arasında şu sözler de vardı:
"Hükûmet biçimlerinin sayılmasına gerek yoktur. Egemenlik sınırsız ve koşulsuz ulusundur;" dedikten sonra, "Kime sorarsanız sorunuz, bu, cumhuriyettir. Doğan çocuğun adıdır. Ama, bu ad, kimilerine hoş gelmezmiş, varsın gelmesin!" - Milletvekillerini Seçerken Çok Dikkatli ve Titiz Olunmalıdır. ,,
Mustafa Kemal Atatürk - Nutuk / sf. 361 :
Saygıdeğer Efendiler, pek iyi bilirsiniz ki, sultanlarla, halifelerle idare edilmiş ve edilmekte olan memleketlerde, vatan için en büyük tehlike, sultanların ve halifelerin düşmanlar tarafından satın alınmalarıdır. Bu, çok defa kolaylıkla sağlanabilmiştir. Meclislerle idare edilen memleketlerde ise en tehlikeli durum, bazı milletvekillerinin yabancılar adına çalınmış ve satın alınmış olmalarıdır. Millet Meclislerine kadar girme yolu bulabilen vatansızlara her zaman rastlanabileceğine, tarihin bu konudaki örnekleriyle hükmetmek zorunludur. Bunun için millet, kendi vekillerini seçerken çok titiz ve dikkatli olmalıdır. Milletin hata yapmaktan korunması için tek çıkar yol, düşünce ve faaliyetleriyle milletin güvenini kazanmış olan siyasî bir partinin seçimde millete kılavuzluk etmesidir. Genellikle bütün vatandaşların, adaylıklarını ortaya atan her şahıs hakkında karar vermeye yardımcı olacak doğru bilgilere ve isabetli oya sahip bulunacağını kabul etmek,görüş olarak var sayılsa bile, bunun tam bir gerçek olmadığı tecrübelerin tecrübeleriyle ve inkâr edilemez bir açıklıkla ortaya çıkmıştır.
,, - İsmet Paşa'dan sonra rahmetli Abdurrahman Şeref Bey'in konuşmaları arasında şu sözler de vardı:
"Hükûmet biçimlerinin sayılmasına gerek yoktur. Egemenlik sınırsız ve koşulsuz ulusundur;" dedikten sonra, "Kime sorarsanız sorunuz, bu, cumhuriyettir. Doğan çocuğun adıdır. Ama, bu ad, kimilerine hoş gelmezmiş, varsın gelmesin!" - savunma hattı yoktur.Savunma alanı vardır.O alan bütün vatandır.Yurdun her karış toprağı yurdun kanıyla ıslanmadıkça düşmana bırakılamaz.
- Efendiler,
Avrupa'nın bütün ilerlemesine yükselmesine ve medenileşmesine karşılık Türkiye tam tersine gerilemiş ve düşüş vadisine yuvarlanadurmuştur. Artık vaziyeti düzeltmek için mutlaka Avrupa'dan nasihat almak, bütün işleri Avrupa'nın emellerine göre uygun yapmak, yürümek, bütün dersleri Avrupa'dan almak gibi bir takım zihniyetler belirdi. Hâlbuki hangi istiklal vardır ki ecnebilerin nasihatiyle, ecnebilerin planlarıyla yükseltilebilsin? Tarih böyle bir hadiseyi kaydetmemiştir. - Barışı kanla değil, mürekkeple imza etmek istiyorduk.
- Hiçbir şeye ihtiyacımız yok, yalnız bir şeye ihtiyacımız vardır: çalışkan olmak.
- Türk Milleti, tarihinle övün; çünkü senin ataların uygarlıklar kuran,devletler, imparatorluklar yaratan bir varlıktır. Sen, Anadolu denilen bu yurda sonradan gelme değil, ilk yerleşip uygarlık kuranların çocuklarısın. Fakat geleceğine güvenebilmek için, bugün çalışman gerekir; çünkü yalnız tarih övüncü bir meziyet sayılmaz.
- Temel ilke, Türk ulusunun onurlu ve şerefli bir ulus olarak yaşamasıdır. Bu, ancak tam bağımsız olmakla sağlanabilir. Ne kadar zengin ve gönençli olursa olsun bağımsızlıktan yoksun bir ulus, uygar toplumlar karşısında, uşak durumunda kalmaktan kendini kurtaramaz.