Sevgili Dost, Eksik bilgi bizi yanlış adreslere götürür. Arkadaşlıklar, dostluklar, ortaklıklar ve evlilikler hep bu yüzden biter. Kim bilir hayatımızda kaç kez, Nasıl da tanıyamamışım! demiş, kaç kez ince buz tabakasında aldanıp yürüdüğümüz gölün soğuk sularında bulmuşuzdur kendimizi. Sevgili Dost, Hayat, bilgi istediği gibi bedel de istiyor. Ekmeği tanıman yetmiyor, onu sofrana götürebilmek için bedel de ödüyorsun. (...) Sen Sevgili Dost, elde ettiğin şeyler için nasıl bir bedel ödediğini düşünüyorsun? Ya elde edemediklerin için? Evet, bazen de bir bedel ödememize rağmen eli boş döneriz. Çünkü, ipeği pamuk, altını gümüş fiyatına almak isteriz. Bir de hiç bedel ödemeden elde ettiğimizi düşündüğümüz şeyler vardır. Halbuki zaman bu düşüncemizi doğrulamaz. zira bedelsiz alındığı düşünülen şeylerin bedeli daha ağırdır. - Sayfa 23, 24
Diğer A. Ali Ural Sözleri ve Alıntıları
- İnsan tekerleği bulduğu zaman başına neler geleceğini bilseydi, bakmadan arkasına yuvarlardı onu ıssız bir yere. İnsanın elinden gelseydi, düğümlerdi yolları ıssız bir yerde.
- "başımı alıp gitmek istiyorum" cümlesi kimbilir hayatımızın kaç kilidini kurcalamış açayım derken kaç yeni kapı örtmüştür üstümüze...
- kararma yağmayacaksan, kürek çekme mahkumu olmayacaksan,sorma tahammülün yoksa cevaba,saati kurma, durduracaksan!
- ölülerimizi hep hatırlayacağız, dirilerimizi unutsak da. olsun, onlarda ölecekler...
- "Gökten üç elmada düşebilir üç yıldırımda. Dudakların nasıl kıpırdadığına bağlı."
- Sevgili dost
Herkesin seviyormuş gibi yaptığı; ancak sevginin ne olduğunu pek az kimsenin bildiği bir zamanda yaşıyoruz. - Sevgili dost
Postanedeki memur, kağıt parayı ışığa tutarak "sahte" olduğunu anladı. Sen nasıl ayıracaksın sahteyle gerçeği. Acaba nasıldır sahtesi basılamayacak dostluğun resmi..? - Sevgili Dost;
Bildiği şehirlerden bilmediği şehirlere, bildiği yüzlerden bilmediği yüzlere sığınmayı aklından geçirmemiş kaç insan vardır? - Sevgili Dost,
Kalbinin hala güneş görmemiş tenler kadar beyaz olduğunu biliyorum... - Sevgili Dost,
Yüzümüzdeki tebessüm, hangi sevincin gecikmesi acaba?