Seven kişi sevilenin sadece kusurlarına, bir kadının sadece garipliklerine ve zayıflıklarına bağlılık duymaz, onu, kadının yüzündeki kırışıklarla benler; eprimiş elbiselerle çarpık bir yürüyüş bütün güzelliklerden daha sürekli ve daha acımasızca bağlar. Herkes çoktan geçirmiştir bu tecrübeyi. Peki niçin? Duyumun yerinin kafada olmadığını, bir pencereyi, bir bulutu, bir ağacı beynimizde değil, daha çok onları gördüğümüz yerde algıladığımızı ileri süren öğreti doğruysa, sevgiliye bakarken de öyle, kendi dışımızda oluruz. Ama bu sefer eziyet veren bir gerilim ve hayranlık içinde. Duyum gözleri kamaşmış biçimde, bir kuş sürüsü gibi, kadının yaydığı ışık içinde uçuşup durur. Nasıl kuşlar ağacın gizleyen yaprakları arasında korunak ararsa, duyumlar da gölgeli kırışıklara, hoş bir eda taşımayan el-kol hareketlerine ve sevilen gövdenin göze çarpmayın kusurlarına sığınır, sinip gizlendikleri o yerlerde güven bulurlar. Ve geçip gidenlerden hiçbiri hayranın aşk ateşinin tam da buralarda, kusurlu köşelerde, kınanacak yerlerde yuvalandığının farkına bile varmaz.
Diğer Walter Benjamin Sözleri ve Alıntıları
- Önce devleti yıkmadan -ki devlet kötü okulları, kötü aileleri gerektirir- hiç kimsenin okulunu ya da babaevini iyileştiremeyeceğini anlamamız epey zaman alacaktı.
- Hiçbir kültür ürünü yoktur ki, aynı zamanda bir barbarlık belgesi olmasın.
- İnsanlar kurtulmadıkça, ezilenler ezenlerden intikam almadıkça, kültür de bir barbarlık belgesi olmaktan kurtulamayacaktır.
- Sevilen nesneye son bakış, her zaman kaygıyla, dehşet duygusuyla
olmayabilir. Geçmişe dönük kurtarıcı bakışına karşın, Benjamin'i ku-şağının en modernist yazarlarından biri kılan da bu. - Bir şimşek... sonra gece!
Ey bakışı ansızın
Beni yeniden dünyaya getiren kaçıcı güzel kadın
Artık göremeyecek miyim seni ebediyen? - Düşünün karanlığı ve acı soğuğu, Feryatların yankılandığı bu vadide.
- Zamanın nelere gebe olduğunu keşfetmeye çalışan kâhinler, onu ne homojen ne de boş bir şey olarak görürlerdi. Bunu akılda tutan kişi, hatırlama ânında geçmiş zamanla kurulan ilişkinin de tıpkı böyle bir yaşantı olacağını anlayabilir belki. Yahudilere kehanetin yasaklandığı bilinir. Buna karşılık, Tora* ve dualar onlara hatırlamayı öğretir. Kâhinlerden bilgi umanların kapıldığı gelecek büyüsü onlar için bozulmuştur. Ama bu, geleceği Yahudiler için homojen ve boş bir zaman haline getirmez. Çünkü onlar için zamanın her saniyesi, Mesih'in açıp girebileceği dar bir kapıdır.
* Tora: Eski Ahit'in ilk beş kitabı; geniş anlamda, Yahudiliğin tüm yasa, gelenek
ve törenleri - Hikâye anlatıcılığına en az roman kadar yabancı, ama ondan çok daha tehditkâr, aynı zamanda romanı da krize sokan bu yeni iletişim biçimi enformasyondur.
- Viran evlerinden pancurlar sarkan
Gizli sefahetler yatağı eski mahalle boyunca,
Devamlı oklarla zalim güneş vurduğu zaman
Şehre ve kırlara, damlar ve başaklar üstüne,
Çıkarım tek başıma hayali eskrim egzersizimi yapmağa,
Koklıyarak her köşede kafiye tesadüflerini,
Sürçerek kelimeler üzerinde kaldırım taşlarında gibi,
Bazan çarparak çoktan beri tahayyül edilen mısralara - Unutma ki açgözlü bir kumarbazdır Zaman,
Her elde aldatmadan kazanır, bu bir yasa!