seni bulup eve getirdiğimde çok kederli ve hüz� - AlıntıSöz

seni bulup eve getirdiğimde çok kederli ve hüzünlüydün, ama karım sana yemek verdiğinde ona gülümsedin ve ısıklandın. Sonra beyefendi çizmeleri ısmarlamaya geldi, sen yine gülümsedin ve daha da nurlandın. Simdi de bu kadın küçük kızları getirdiğinde, üçüncü defa gülümsedin, gün ısığı kadar aydınlandın. Söyle bana Mihael, yüzün neden böyle ısıldıyor, neden üç kez gülümsedin? Mihael cevap verdi: Çünkü cezalandırılmıstım, simdi Allah beni affetti. Bu yüzden isiyorum. Üç defa gülümsedim, çünkü Allah beni üç hakikati öğrenmem için göndermisti, onları öğrendim. Birisini karın bana merhamet ettiğinde öğrendim, ilk kez bunun için gülümsedim. Zengin adam çizmeleri ısmarladığında ikincisini öğrendim ve o zaman bir daha gülümsedim. Demin o minik kızları gördüğümde, üçüncü ve son hakikati öğrendiğim için üçüncü kez gülümsedim. Simon; Söyle bana Mihael, Allah seni ne ile cezalandırdı ve o üç hakikat neydi? Onları ben de bileyim diye sordu: insan Ne ?le Yasar? Mihael söyle cevap verdi: Allah, O'na itaat etmediğim için cezalandırdı beni. Cennette bir melek olduğum halde, Allah'ın emrine uymadım. Allah beni, bir kadının ruhunu almam için göndermisti. Yeryüzüne indiğimde tek basına yatan hasta bir kadın gördüm! Kadın daha yeni doğum yapmıs ve ikiz kız doğurmustu. Çocuklar annelerinin yanında zorlukla hareket ediyorlar, fakat kadın onları göğsüne kaldıramıyordu. Beni görünce, Allah tarafından ruhunu almam için gönderildiğimi anladı ve ağlayarak söyle dedi: 'Ey Allah'ın meleği! Kocam devrilen bir ağacın altında kalarak daha yeni öldü. Ne kızkardesim var, ne teyzem, ne de annem; bu öksüzlere bakacak kimsem yok. N'olur ruhumu alma! ?zin ver bebekleri emzireyim, onları doyurayım ve ben ölmeden yürüdüklerini göreyim. Çocuklar anne babasız yasayamaz.' Onu dinledim. Bir çocuğu bir göğsüne, diğerini de kollarına verdim ve Rabbin yanma döndüm. O'nun huzuruna çıktım ve söyle dedim: 'Rabbim, o annenin ruhunu alamadım. Kocası bir ağacın altında kalarak ölmüs; kadın, doğurduğu ikiz kızların hatırına ruhunun alınmaması için yalvarıyor: Çocuklarımı emzirmeme, doyurmama ve yürüdüklerini görmeme izin ver. Çocuklar anne babasız yasayamaz diyor. Ben de ruhunu alamadım.' Allah söyle cevap verdi: 'Git, annenin ruhunu al ve üç hakikati öğren. Öğren ki, insanın kalbine hükmeden nedir; ?nsana ne verilmemistir; ve insanlar ne ile yasar? Bunları öğrendiğinde semaya tekrar döneceksin.' Böylece tekrar yeryüzüne inerek annenin ruhunu aldım. Bebekler göğsünden düstüler. Cesedi yataktan yuvarlandı ve bebeklerinden birinin üzerine düserek onun bacağını burktu. Kadının ruhunu Allah'a götürme arzusuyla köyün üzerine yükseldim; fakat bir rüzgar beni yakaladı ve yere düsürdü. Kadının ruhu tek basına Allah'a yükseldi, ben ise yeryüzüne, o yolun kenarına düstüm. Simon ve Matryona kiminle yasadıklarını, kimi giydirip beslediklerini artık anlamıslardı. Husu ve sevinç içinde aglastılar ve melek söyle dedi: Tarlada yapayalnız ve çıplaktım. ?nsanın ihtiyaçlarını, soğuğu ve açlığı insan haline gelinceye kadar hiç bilmiyordum. Açlıktan kıvranıyor, soğuktan donuyor, ama ne yapacağımı bilmiyordum. Bulunduğum tarlanın yanında Allah rızası için yapılmıs bir türbe gördüm, barınabileceğimi ümit ederek oraya gittim. Fakat türbe kilitliydi, içeri giremedim. En azından rüzgârdan korunmak için türbenin arkasına oturdum. Gece olmustu. Açtım, donuyor ve acı çekiyordum. Birden yoldan bir adamın geçtiğini isittim. Bir çift çizme vardı elinde ve kendi kendine konusuyordu. ?nsan haline geleliberi ilk kez ölümlü bir insan yüzü gördüm, yüzü bana korkunç göründü, gözümü çevirdim. Adamın kendi kendine kısın soğukta vücudunu nasıl örteceğini, karısını ve çocuklarını nasıl besleyeceğini konustuğunu duydum. ?çimden: 'Ben burada soğuktan, açlıktan ölmek üzereyim, o adam ise orada kendisinin ve karısının nasıl giyineceğini, nasıl besleneceklerini düsünüyor. O bana yardım edemez' dedim. Adam beni görünce kaslarını çattı ve daha da korkunçlastı. Benim yanımdan yolun öbür tarafına geçti. Ümitsizliğe kapıldım; ama birden onun geri döndüğünü duydum. Basımı kaldırıp baktığımda aynı adamı tanıyamadım; biraz önce yüzünde ölümü görmüstüm, simdi ise yasıyordu ve onda Allah'ın nurunu hissettim. Yanıma gelip bana elbise verdi, beni yanına aldı ve evine insan Ne ile Yasar? götürdü. Eve girdim; bizi bir kadın karsıladı, konusmaya basladı. Kadın adamdan da korkunçtu ve ağzından ölüm kokusu yayılıyordu; onun etrafına yayılan ölüm kokusundan nefes alamadım. Beni dısarı, soğuğa atmak istiyordu. Biliyordum ki bunu yapsaydı ölürdü. Kocası ona Allah'ı hatırlatınca, kadın birden değisti. Bana yemek getirdiğinde ve bana baktığında, ben de ona baktım ve ona artık ölümün hükmetmediğini gördüm; ona hayat gelmisti; onda da Allah'ı hissettim. Sonra Allah'ın bana söylediği ilk dersi hatırladım: '?nsanın kalbine neyin hükmettiğini öğren.' Anladım ki, insanın kalbine sevgi hükmeder. Allah'ın, vadetmis olduğu seyleri bana göstermeye baslamasıyla ferahlamıstırn, iste ilk defa onun için gülümsedim. Fakat henüz herseyi öğrenmemistim. ?nsana ne verilmemistir; insanlar ne ile yasar, bunları hâlâ bilmiyordum. Sizinle birlikte yasıyordum. Aradan bir sene geçti. Bir gün, sekli bozulmadan ve dikisleri açılmadan bir yıl giyilecek çizmeler ısmarlayan adam geldi. Ona baktım ve birden bire omuzlarının arkasında arkadasımı -ölüm meleğini- gördüm. Benden baska kimse o meleği görmemisti; onu tanıyor ve aksam olmadan zengin adamın ruhunu alacağını biliyordum. Kendi kendime düsündüm: Adam bir yıllık hazırlık yapıyor, ama aksam olmadan öleceğini bilmiyor. ?ste o zaman Allah'ın ikinci sözünü hatırladım: 'insana ne verilmemistir, öğren.' insanın kalbine neyin hükmettiğini biliyordum. Simdi ise ona neyin verilmediğini öğrendim. ?nsana, kendi ihtiyaçlarının bilgisi verilmemistir. ?kinci defa gülümsedim. Arkadasımı görmekten ve Allah'ın bana ikinci sözünü ilham etmesinden dolayı sevinmistim. Ama her seyi hâlâ bilmiyordum. ?nsanın ne ile yasadığını henüz öğrenmemistim. Allah son dersi bana ilham edinceye kadar yasamaya devam ettim. Altıncı yıl, kadınla birlikte ikiz kızlar geldiler; kızları tanıdım ve onların hayatta nasıl kaldıkla- duydum. Baslarından geçenleri isitince, düsündüm: Anneleri çocuklarının hatırı için bana yalvarmıs, çocukların anne babası/, yasayamayacaklarını söyleyince ben de ona inanmıstım; oysa onları bir yabancı emzirip, büyütmüs. Kadın kendi çocukları olmadıkları halde onlara sevgi gösterince ağladım, kadında Hayat Sahibi Allah'ın varlığını hissettim, ve insanların ne ile yasadığını anladım. Allah'ın bana son dersi de ilham ettiğini ve günahımı bağısladığını biliyordum. iste o zaman üçüncü defa gülümsedim.

Diğer Lev Nikolayeviç Tolstoy Sözleri ve Alıntıları