sen bir rota çizmiş olsan da kesinkes, yolun hep bir planı vardır senin hakkında. yolları yolculuk, yola çıkanı yolcu yapan budur. aldanmazsan, kapılmaz ve yanılmazsan varamazsın yolun gideceği yere. yolculuğun gizi budur: kaybetmezsen yolunu bulamazsın aslında.
bir soru'n olmalı mutlaka. o soruyu sormalısın, kimsenin anlamadığı bir dilde konuşan ve hep aynı cümleyi tekrar eden bir derviş gibi döne döne aynı soruyu sormalısın. cevap, başlangıçta tahmin ettiğinden ne kadar uzakta ise gerçeğe o kadar yakındır. sarsılmamışsan, soru'nu kaybetmekten korkmuşsan, hiçbir yere gitmemişsindir aslında.
düzenin bozulmalı. evden çıkmak budur aslında. yolculuk, bir düşmek ve kalkmak meselesidir. eve yaralarla dönülmüyorsa hiç gidilmemiştir...
sadece uzaklardan gelenler bilirler evlerinin kokusunu. yollara, evlerimizi anlamak için çıkılır. fakat yolda bulduğun cevaplar eve geldiğinde, yakalanmış kelebeğin renklerinin sönmesi gibi parça parça dağılır. yola ait cümleler, yazıktır ki hep yolda kalır. onlar, yolun cevaplarıdır. döndüğünde anlatacağın hep biraz renksiz hikayedir. cevaplar, suyun altında çok renkli görünen ama sudan çıkarıp kuruduğunda renkleri sönen çakıl taşları gibidir. bu, sana böyle gelir. oysa yeni çocukların yeni yollara çıkması için o çakıl taşlarını getirmek, sözün büyülü suyuyla yeniden ıslatmak, renklerini yeniden canlandırmak gerekir.
göz doyar mı? ne kadar görse, doyar? bazı gözlerin ne görse öğüten bir bakışı vardır; doymaz kapanana kadar. akıl kaç soruyu cevapladığında soru sormaz artık? belki akıl, cevapladıkça çoğaltır soruları. kaç yüz gördüğünde görmüş olursun bütün yüzleri? kaç tanışma sona erdirir şaşırmayı? göğüs ne zaman sonuna kadar dolmuş olur aldığı nefeslerden? son nefesini verdiğinde mi?...
bazısı insanların, durulmadan ölür. kimisi yosun tutmaz hiç. dünya ve insanlık, o insanların hayalleriyle iyilesir...
Diğer Ece Temelkuran Sözleri ve Alıntıları
- Başka kadınların çaresizliklerine öfkelenen kadınlar muhakkak kendi çaresizliklerine öfkeleniyordur.
- Biz vurmayı dokunmak, kırmayı sevmek, öfkelenmeyi inanmak sanan çocuklardık. Ne kadar sevilsek tamir olmayız.
- Bilin ki büyük hayatlara niyet edenler
büyük günahların kefaretini göze almalı.. - anlayacaksınız ki hayat sizin nefesinizde. başka hiçbir yerde, hiçbir şeyde değil. hayatı siz kuracaksınız.. nefesinizi üfleyeceksiniz.. hayat; nefesinizin yettiği kadar(..)
- "Çünkü burada insanlar bir yanlışlık gibi ölüveriyor. Sen bir yanlışlık olamayacak kadar güzelsin."
- "Tanrıya inanıyorsanız onun, insanın kalbine dokunmak için başka şeyleri değil sözü seçtiğini bilirsiniz. İnanmıyorsanız sözün tanrı gibi sınırsız bir büyüyü yaratacak kadar büyük olduğunu bilirsiniz."
- "insanlık son yüzyılda en az tanrı kadar iyi bir masal daha üretti: neo liberalizmin yeryüzünün yapabileceği en iyi şey olduğuna dair bir masal bu. başka hangi yüzyılda krallar daha az kişinin daha çok yiyeceği, daha çok kişinin aç kalarak öleceğini ve herkes için en iyisinin bu olduğunu söylese bu kadar geniş bir tebayı inandırabilirdi kendine? hangi kral "gökyüzünün ve yer yüzünün tüm renkleri yok olana kadar somuracağız maviyi ve yeşili. doğanın kusmuklarından ciklet ve deodorant yapacağız" dese hangi çılgın teba sevinçle koşardı cikletlerle deodorantları almaya? "asyalı çocukları tuvalete bile gitmelerini yasaklayarak çalıştıracağız ve onların küçük elleri ile yaptıkları plastik oyuncakları hazır yemek zincirlerinde dünyanın dört bir yerinde hediye olarak, zehirli çocuk menüleriyle birlikte başka çocuklara vereceğiz. böylece doğudaki ve batıdaki çocukların aynı anda canına okuyacağız" dese krallar, hangi cahil orta çağ insanı inanırdı buna?"
- Dilini bilmediğin bir yerde ağlamak fenadır. Çünkü seni, senin dilinde susturacak kimse yoktur.
- "Oysa ben hikayesini ilk kez anlatırken dikkate alınmayan insanların aniden ölebileceğinden korkarım."
- Bir insan bir insanda başka bir hayatın kapısını görünce âşık olur.