Profesörlerin öfkesi nasıl açıklanabilirdi? Neden öfkeliydiler? Çünkü bütün bu kitapların bıraktığı izlenim incelendiğinde her zaman bir ateş kızgınlığı ile karşılaşılıyordu. Bu kızgınlık birçok biçime giriyordu; kendini yergide, sezgide, merakta ve lanetlemede ortaya koyuyordu. Ama çoğunlukla orada olan,ama tanımlanamayan bir öğe daha vardı. Ben buna öfke adını verdim. Bu yeraltına çekilmiş ve birçok başka duygularla karışmış bir öfkeydi. Tuhaf etkilerine bakarak söylemek gerekirse, açık ve kolay anlaşılır değil,ama kılık değiştirmiş ve karmaşık bir öfkeydi. Nedeni ne olursa olsun, bütün bu kitapların benim amacım açısından değer taşımadıklarını düşündüm, masanın üzerindeki yığını gözden geçirirken. Başka bir deyişle, bilimsel açıdan değersizdiler, oysa insansal yönden yol gösterici bilgiler,ilgi, can sıkıntısı ve Fiji Adaları 'nda yaşayan halkın alışkanlıkları üzerine acayip gerçeklerle doluydular. Bunlar, gerçeğin beyaz ışığı yerine duyguların kırmızı ışığında yazılmışlardı. Bu yüzden ortadaki masaya geri götürülüp her biri bu kocaman kovandaki hücresine konulmalıydı.
Diğer Virginia Woolf Sözleri ve Alıntıları
- Geçmişe yönelik bir keder, şimdiye duyulan kaygı o sesi frenliyor.
- Sanki sadece o görsün diye güzel bir gül açmıştı...
- Sevmek insanı yalnızlaştırıyor, diye düşündü.
- Dünya kırbacını kaldırmıştı; nereye indirecekti acaba?
- Şimdi dünyada hiç kimse için şöyledir ya da böyledir demeyecekti. Kendini çok genç hissediyordu; aynı zamanda da inanılmaz yaşlı. Her şeyin içinden bir bıçak gibi keserek geçiyordu; aynı zamanda da dışarıdan bakıyordu her şeye. Taksileri seyrederken dışarıda, ta deniz kıyısında ve bir başına olduğu duygusu vardı içinde sürekli; bir tek gün yaşamanın bile çok, çok tehlikeli olduğunu hissetmişti hep.
- Ama, incecik bir düş bu. Kağıttan bir ağaç bu. Her şey daha soluk sanki. Gideceğim şimdi kitaplığa, bir kitap alacağım, okuyacağım, bakacağım; yine okuyacağım, bakacağım. Çiçekler toplayacağım; bir tek demet yapacağım çiçekleri, sımsıkı tutacağım, sunacağım - Ah! Kime?
Varlığımın akışını durduran bir şey var; derin bir ırmak bir engeli zorluyor; sarsıyor, çekiyor; merkezdeki bir düğüm direniyor. Ah, üzüntü bu, acı bu. Bayılıyorum, gücüm kesiliyor. Kime vereceğim şimdi, bütün bu benden, benim sıcak, benim her şeyi sızdıran bedenimden dökülenleri? Çiçeklerimi bir araya toplayacağım, sunacağım - Ah! Kime?
Vereceğim, zenginleştireceğim; bu güzelliği yeniden yeryüzüne döndüreceğim. Çiçeklerimi bir tek demette toplayacağım, elimi uzatmış yaklaşarak sunacağım onları - Ah! Kime? - ''İnsanlar olgunlaştıkça "taraflara" inanmayı bırakırlar. ''
- ''Aynı kitaba bu "bu müthiş bir kitap" hem de "bu değersiz bir kitap" denmektedir. Hayır, değerlendirme yapmak, zamanın hoş geçmesini sağlamakla birlikte, tüm uğraşların en gereksizidir ve değerlendirme yapanların dediklerine boyun eğmek tutumların en onursuzudur. Yazmak istediklerini yazdığın sürece önemli olan tek şey budur, bunun yüzyıllarca mı yoksa yalnızca saatlerce mi önemli kalacağını kimse söyleyemez.''
- Sevmek, insanı yalnız kılıyor.
- Annem beyaz çoraplar örüyor hala, önlükler dikiyor; ben çocuğum daha; ama seviyorum, nefret ediyorum.