Peki ya o saray avanelerine ne demeliyim? Çoğu sadece yaltakçı, köle tabiatlı, ahmak ve değersiz yaratık olduğu halde her şeyin en önsırasında yer almaya bayılır. Buna rağmen bir tek konuda gösterişten uzaktırlar; altınlarını, mücevherlerini, mor giysilerini ve bunlar gibi bütün erdem ve bilgelik simgelerini bedenlerine takıp takıştırmaktan büyük zevk alırlar, ama bu simgelerin anlamı için uğraşıp didinmeyi başkalarına bırakırlar. Krala, efendimiz diye hitap edebildikleri, onu üç beş kelimeyle nasıl selamlayabileceklerini öğrenebildikleri, yüce ekselansları, lordumuz ve majesteleri gibi nezaket ifadelerini yerli yerinde kullanmayı bilebildikleri için, kendilerini dünyanın en şanslı insanları sayarlar. Utanç duygularından mükemmel derecede soyundukları için güle oynaya yaltaklanabilirler. Çünkü gerçek bir soyluya ve saray adamına yakışan işte bu tür marifetlerdir.
Diğer Desiderius Erasmus Sözleri ve Alıntıları
- Hem felsefe hem ölüm ruhu görünür şeylerin üzerine yükseltirler.
- Geziye çıkan deli, rastladıklarının hepsinin kendisi gibi deli olduğunu sanır.
- Tevratta Süleyman'a ait olduğu söylenen birinci bölümde "Delilerin sayısı sonsuzdur" yazılı. Söylemem gereken şu, birkaçı dışında tüm insanlar bu sonsuz sayının içindedir; bu birkaçının bir yerlerde görüldüğünden de emin değilim.
- Yerinde saçmalamak tatlı bir şeydir.
- Savaş o kadar zalimce bir şeydir ki insan soyundan çok vahşi hayvanlara yakışır.
- (...) tek başına yaşanan haz, haz değildir.
- Bizi mutlu eden, düşünsel eğilimlerimizdir.
- (...) insan doğanın ona koyduğu sınırların dışına taşmak istiyordu.
- (...) kendinden nefret eden bir kişi başka birini sevebilir mi? Kendi kalbi ile barışık olmayan birisinin başkalarıyla iyi geçinmesi mümkün müdür? Kendi kendisinden canı sıkılan, kendinden yorulmuş birisi içinde yaşadığı topluma mutluluk verebilir mi?
- (...) görmek ve duymak şölene katılmaz, zihin dans, kahkaha ve zevkle kendinden geçmezse, midenin enfes yemekler ve etlerle dolması neye yarar?