O akşam hasta kadın öldü. Cesedi tabut içerisinde büyük konağın salonuna yerleştirdiler. Kapıları kapatılan bu koskoca salonda papaz oturmuş, genzinden çıkardığı korkunç sesiyle ilahiler okuyordu.
Gümüşten yapılmış, yüksek kollu şamdanlardaki mumların parlak ışıkları ölünün beyaz alnına, soluk ellerine ve dizleriyle ayaklarını korkunç kabarıklıklar olarak ortaya çıkaran örtünün katı kıvrımlarının üzerine düşüyordu.
Papaz ses tonunu değiştirmeksizin durmadan okuyor ve sözleri ölüm odasının sessizliğinde çınladıktan sonra yitip gidiyordu. Arada sırada uzak odalardan çocukların oyun oynarken çıkardıkları gürültüler geliyordu.
Sen yüzünü gizlersin, onları bir keder alır; sen nefeslerini alırsın, onlar ölür ve toprağa dönerler.
Sen ruhunu gönderirsin, onlar var olur; ve sen yeryüzünün gerçeğini yeniden yaratırsın.
Tanrı'nın zaferi sonsuza kadar sürecektir. Ölünün yüzündeki ifade sert ve görkemliydi. Ama ne kusursuz, soğuk alnında ne de sıkı sıkıya kapanmış dudaklarında bir kıpırtı vardı. Tam esas duruştaydı! Ama acaba o an, söylenen o görkemli sözleri anlıyor muydu?
Diğer Lev Nikolayeviç Tolstoy Sözleri ve Alıntıları
- Bütün mutlu aileler birbirine benzer, her mutsuz aileninse kendine özgü bir mutsuzluğu vardır.
- Bazıları hiçbir şeye inanmıyorlar ve bununla gurur duyuyorlar. Diğerleri, kendi menfaatlerine olan ve kitlelere iman görüntüsü altında inanmaya ikna ettikleri şeylere inanır görünüyorlar. Geriye kalan büyük çoğunluk ise kendilerine uygulanan hipnotizmayı iman olarak kabul ediyorlar ve inançsız yöneticiler ve ikna edicilerin kendilerinden istediği her şeye köle gibi itaat ediyorlar.
- İnsan, bir hayvanın can çekiştiğini görünce ürperti duyar. Kendisi -kendi öz varlığı- gözlerinin önünde ölüyormuş, var olmaktan çıkıyormuş gibi gelir.
Ya bu can çekişen, hayvan değil de insansa hemde sevdiği , üzerine titrediği biriyse, o zaman yaşamının sona ermesinden dolayı duyulan ürpertiye üstelik, onun üstünde, ruhu yaralanır, parçalanır. Bu yara vücuttaki bir yara gibi kimi zaman öldürür, kimi zaman iyi olur, ama yinede acır, dokununca acıtacak şeylerden kaçınır. - "Çok öğrenmek isteyen kişinin, çok acı çekmesi gerekir."
- Çünkü, eğer hayat saçmaysa ve ben de akıllı şeyleri çok seviyorsam, o zaman hayatı yok etmeliyiz.
- "Adın nedir senin?" diye soruyorlar. Bir adım olduğunu sanıyorlar. Oysa yoktur adım. Hepsini attım; ne adım vardır, ne yurdum. Ben varım yalnız. "Adın nedir?" İnsan. "Kaç yaşındasın?" Saymadım. İstesem de sayamazdım zaten. Her zaman vardım, her zaman da var olacağım çünkü.
- Ölümü herkeste, yakında kokacak bu cesedi ortadan kaldırmak zorunluluğunun verdiği telaşın can sıkıntısından başka bir duygu uyandırmamıştı.
- "Ne istediğimi kendim de bilmiyordum; hayattan korkuyordum, hayattan kaçıp uzaklaşmak istiyordum, ama yine de hayattan bir şeyler bekliyordum."
- Üstesinden gelebilirsen arzumun bu dünyada, bu, Tanrı katında bir başarı olur anca. Lakin beceremezsem bunu, yinede zevkle yerine getiririm bu arzumu.
- İnsan anne ve babasız yaşayabilir , fakat Allah olmadan yaşayamaz . / SYF:32