Neden sonra kızın ağzı yavaşça açıldı; Little People çıkmaya başladı. Çevrenin durumunu kolaçan ederek dikkatle birer birer kendilerini göstermeye başladılar. Yaşlı kadın uyanacak olsa onları görebilirdi, ama derin bir uykudaydı. Uzunca bir süre uyanacak gibi de durmuyordu. Little People bunu biliyordu. Little People toplam beş kişiydi. Tsubasa'nın ağzından çıkıp geldiklerinde, Tsubasa'nın serçeparmağı büyüklüğündeydiler, ama dışarı çıkınca katlanmış bir şeyin açılması gibi, vücutlarını kıvıra kıvıra 30 santim uzunluğa ulaştılar. Hepsinin üzerinde de özelliği olmayan giysiler vardı. Yüz hatlarında da belirgin bir özellik yoktu. Onları birbirinden ayırabilmek mümkün değildi. Yataktan usulca inip yatağın altından elma büyüklüğünde bir nesneyi çekip çıkardılar. Sonra onun çevresinde halka oluşturarak kendilerini kaptırmış halde o şeyi kurcalamaya başladılar. Beyaz, gergin bir şey. Ellerini havaya uzatıp, havadan çıkarttıkları beyaz, yarı şeffaf ipliği kullanarak, o nesneyi yavaş yavaş büyüttüler. İplik yapışkanlı gibiydi. Hangi arada olduysa boyları artık neredeyse 60 santime yaklaşmıştı. Boylarını istedikleri gibi değiştirebiliyorlardı sanki.
(...)
Little People da, Pupa Hava da gerçekten var, demişti Fukaeri Tengo'ya. Kız, Öncüler adlı komünde kör keçinin yanlışlıkla ölmesine neden olup bunun cezasını çekerken Little People ile tanışmış, onlarla birlikte geceler boyu havadan pupa yapmışlardı. Bunun sonucunda kızın vücudunda önemli, anlamlı bir şeyler meydana gelmişti.
Diğer Haruki Murakami Sözleri ve Alıntıları
- Sen o rüyanın asıl sahibisin ve o rüyaya sen de katıldın. O yüzden yaşadığın rüyada olanlar yüzünden sorumluluğu sen almalısın. Nihayetinde bu rüya, senin ruhunun karanlıklarından geçip gelerek ortaya çıkmadı mı?
- Bir adın olmayınca seni anımsamakta sıkıntı çekerim. Öylesine bir ad vermek istedim. Bir adın olursa bazı durumlarda rahat edersin.
- Artık özgür olduğumu düşünüyordum. Gözlerimi kapatıp yalnızca ne kadar özgür olduğumu düşündüm. Oysa özgür olmanın ne anlam ifade ettiğini, henüz tam olarak anlayabilmiş değildim. Anlayabildiğim tek şey, artık yalnız olduğumdu. Yalnız ve bilmediğim bir yerde. Pusulasını ve haritasını kaybetmiş bir gezgin gibi. Özgür olmanın anlamı bu muydu acaba?
- Ölümün yaşamın sonu değil bir parçası olduğunu öğrenmiştim.
Doğruydu bu. Yaşayarak ölümü besliyoruz. - Herkesin hayatında artık geri dönülemez bir noktaya geldiği olur. Nadiren de artık daha ileri gidemeyebiliriz. O noktaya geldiğimizde, bu iyi bir şey de olsa kötü bir şey de olsa, sessizce kabullenmekten başka çaremiz olmaz. İşte bu şekilde hayatta kalmayı başarırız.
- Gözlerini kapatman, hiçbir şeyi değiştirmez.
Gözlerini kapattın diye, hiçbir şey silinip gitmez. Bu bir yana, gözlerini bir sonraki açışında herşey daha da kötüleşir. Biz işte böyle bir dünyada yaşıyoruz, Nakata.
Adam gibi gözlerini aç!
Göz kapamak, korkakların işidir.
Gerçeklere göz yummak çok alçakçadır.
Sen gözlerini kapatıp kulaklarını tıkasan bile zaman akmaya devam eder.
Emin adımlarla. - Herkesin hayatında artık geri dönülemez bir noktaya geldiği olur. Nadiren de artık daha ileri gidemeyebiliriz. O noktaya geldiğimizde, bu iyi bir şey de olsa kötü bir şey de olsa, sessizce kabullenmekten başka çaremiz olmaz. İşte bu şekilde hayatta kalmayı başarırız.
- Gözlerini kapatman, hiçbir şeyi değiştirmez.
Gözlerini kapattın diye, hiçbir şey silinip gitmez. Bu bir yana, gözlerini bir sonraki açışında herşey daha da kötüleşir. Biz işte böyle bir dünyada yaşıyoruz, Nakata.
Adam gibi gözlerini aç!
Göz kapamak, korkakların işidir.
Gerçeklere göz yummak çok alçakçadır.
Sen gözlerini kapatıp kulaklarını tıkasan bile zaman akmaya devam eder.
Emin adımlarla. - Bu dünyadaki insanların çoğu romanın gerçek değerini anlamaz. Fakat dünyanın akışının dışında kalmak da istemezler. O yüzden de, ödül alıp gündeme gelen kitaplar olduğunda satın alıp okurlar. Gençler, hele de liseli kızlar.
- Neden birini çok sevmek, aynı zamanda o insanı derinden yaralamakla aynı olsun ki? Yani eğer öyleyse, birini çok sevmenin ne anlamı var ki?