Ne acıdır ki Allah, Yehova, Tanrı -ona ne ad verdiğiniz önemli değil- günümüzde yaşamıyordu, çünkü yaşıyor olsaydı bizler hala cennette olurduk. O ise ön kararlar, son kararlar, yargıtay, danıştay, içtihat, müdafaa, temyiz, tashih, karar derken, gırtlağına kadar hukukla boğuşuyor olurdu Adem ile Havva'yı cennetten kovuşunu haklı göstermek için. Ne de olsa yasalarda yazılı olmayan keyfi bir kuralı çiğnemişti onlar: İyi ile kötüyü ayırt eden Bilgi Ağacı'nın meyvesini yemeyeceksin.
Peki bu meyvenin tadılmasını istemiyordu da neden söz konusu ağacı cennetin duvarları dışında bırakacağına tam ortasına dikmişti? Mari, bir avukat olarak o çifti savunacak olsa hiç kuşkusuz Tanrı'yı idari ihmalle suçlardı; çünkü ağacı yanlış yere diktiği yetmiyormuş gibi, çevresine uyarı levhaları ve bariyerler koymamış, en basit güvenlik önlemleri bile almamış, böylece herkesi tehlikeyle karşı karşıya bırakmıştı.
Mari Tanrı'yı suça teşvikle de suçlayabilirdi, çünkü ağacın nerede olduğunu Adem ile Havva'ya o göstermişti. Bu konuda bir şey söylememiş olsaydı, bu dünyada insanlar kuşaklar boyu mutluluk içinde yaşayacaklar, yasak meyveye el uzatmak kimsenin aklına gelmeyecekti, benzer ağaçlarla dolu bir ormanda bulunduğunda kimse onun özel değerini bilmeyecekti.
Oysa Tanrı çok farklı bir yol izlemiş, keyfi bir kural koymuş, sonra insanoğlunu bu kuralı çiğnemeye ikna edecek bir yol bulmuştu, sırf ceza kavramını icat edebilmek için. Adem ile Havva'nın kusursuz bir yaşamdan sıkılacaklarını çok iyi biliyordu, er geç onun sabrını denemeye kalkacaklardı. Resmen tuzak kurmuştu, belki kendisi de, yani Her Şeye Kadir Tanrı, her şeyin kusursuzca sürüp gitmesinden sıkılmıştı. Eğer Havva yasak meyveyi tatmasaydı, son birkaç milyar yıl boyunca ilginç hiçbir olay meydana gelmeyecekti.
Diğer Paulo Coelho Sözleri ve Alıntıları
- Kelimelerin kötü yanı, kendimizi başkalarına anlatabileceğimiz ve başkalarının söylediklerini anlayabileceğimiz hissini uyandırmalarıdır. Fakat dönüp kaderimizle yüzleştiğimizde yetmediklerini görürüz.
- Kimin her şeye gücü yeter, bilir misiniz? Çocukların. Çocuk güvensizliği, korkuyu bilmez, kendi gücüne inanır ve tuttuğunu koparır.
- Sevmek rehber kitaplarla, yazmak kurslarla öğrenilmez. Gidip başka yazarlarla tanış demiyorum, farklı yetenekleri olan insanları bulsan yeter. Yazmak, neşe ve coşkuyla yapılan herhangi bir işten hiç farklı değildir.
- Etrafınızda neyin iyi, neyin kötü olduğuna fazla kafa yorarsanız kendi ruhunuzu ihmal edersiniz, başkalarını yargılamak için harcadığınız enerji sizi tüketip yere serer.
- "İçimde şüpheler var. Çoğu inançla ilgili."
"Ne güzel işte. İnsanı ileriye götüren de şüpheleridir." - Genellikle ölüm insanı hayata karşı daha dikkatli olmaya zorlar.
- Vaha'nın palmiyeleri ufukta görünmüşken susuzluktan ölmek.
- Yüreğine, acı korkusunun, acının kendisinden de kötü bir şey olduğunu söyle.
- İnsan sevdiği için sever. Aşkın hiçbir gerekçesi yoktur.
- Geleceği nasıl seziyorum? Şimdinin işaretleri sayesinde. Gizin kökü şimdidedir; şimdiye dikkat edecek olursan, onu iyileştirebilirsin. Ve şimdiyi iyileştirebilirsen, daha sonra gelecek olan da iyi olacaktır.