MASAL VE RÜYA ?.Masallara düşman oldular, folk - AlıntıSöz

MASAL VE RÜYA ?.Masallara düşman oldular, folklor ölmüştü, şifalı bitkiler ?kocakarı ilacı? diye alay konusu edildi. Sözün özü eski dünya, eski günler pılını pırtısını toplayıp hayatımızdan çekip gitti. Geriye dönüp bakmak günahtı sanki, sanki biri gayriihtiyarî geriye dönüp baksa taş kesilecek, donacaktı. ?. Masallara dönelim ki çiçekler koksun, su şırıldasın, bülbül ötsün?. ?Eski dünya dediğimiz şey bir çam kozalağıdır, yeni sağılmış süt kokusudur, çimen yeşili ve yün kuşaktır. Bu nedir? Bu hayattır. Masal ile, rüya ile, dua ile irtibatı olan şeydir. Keloğlan padişahın kızını alır. Şaşılacak bir şey yoktur bunda, sevimli bir taraf vardır. Henüz ozon delinmemiştir, borsada yükselen kâğıtların ne mânaya geldiği bilinemez. Masal çocuğun kulağına hayatın hikmetini fısıldar. Bunun bilimsel bilgi ile uzaktan yakından ilgisi yoktur. Bu bülbül sesi, su şırıltısı, bulut gülümsemesi, kuzu melemesi gibi bir şeydir. Uğurböceğinin parmak uçlarında gezinip gezinip aniden uçmasıdır. Hayat dediğimiz şey ise zaten kuzukulağı, patlangaç mısır ve reçel kavanozundan oluşmuştur; tadılır, anlaşılır. Masal, hayatı uykuya taşır. Çocukların gözleri pembe-beyaz anne yüzlerine baka baka kapanır. Hayatın uykudaki boyutunda rüyalar başlar. Uykudan önce, uykudan sonra diye bir şey kalmaz. Zaman yekpare bir çayırlık gibi uzanıp gider. Çayırda genç taylar, tazılar, ceylanlar, ibibikler, derecikler ve çocuklar bi koşu tutturur. Böyle rüyalar gören çocuk uyandığında pencereye gider. Dışarda rengarenk bir yağmur, bulutlar ağaçlarla sarmaş-dolaş. Masallara boşverdiğimiz günden bu yana rüya göremez olduk. İp koptu, zaman uçtu, hayat köşebucak bir yerlere saklandı. Uykularımız kâbuslarla donatıldı. Aydınlık bir yüz gördüğümüzde ilk aklımıza gelen cümle ?Sırıtma lan? oluyor.