Mahallenin sohretini sehr-i Istanbul'un surlar - AlıntıSöz

Mahallenin sohretini sehr-i Istanbul'un surlarindan asirip yedi duvele gumbur gumbur duyuran bir baska husus da, sicak esen bad-i berin'in tasidigi husn-i adabti. Karincayi incitmemek icin topraga yumusak basmaktan, densize haddini en munasip zamanda, en munasip sekilde bildirmeye; zayifin omzuna cikmamaktan, uzatilan her eli opmemeye kadar envai cesit hususta en isabetli tavri takinmayi sart kosan husn-i adabin kaideleri, bir bir saptandiktan sonra, her yeni dogan bebegin kundagina yazilirdi. Edep ve terbiye esasina gore kaleme alinan husn-i adab kaideleri, agir ve huzunlu bir sarkinin nagmeleri gibi sindire sindire, tadina vara vara icra edilmeyi talep ederdi. Incecik bir dere misali heybetli daglarin arasindan kivrilip onunu acarak; dalindan dusmus bir kus misali her yurek atisinda silanin kadrini bilerek; ruzgarda savrulan kuru bir yaprak misali ayriligin huznunu iliklerinde hissederek; gunes altinda katre katre eriyen kar parcasi misali zamanla hesaplasarak; camura dusmus inci misali karanligin ortasindan isil isil bakmakta inad ederek; ve kirkbir cesit baharatinin kirkbirini de bagrina basan mesir macunu misali ayri gayri tanimadan edibane, hakimane, rindane yasamayi, yasayabilmeyi ogutlerdi husn-i adab kaideleri. Mahallelinin indinde, iste bu kaidelere kulak asmayanlari, bad-i berin'in sicak nefesinden cok, kendi vicdanlari yakardi gunun birinde.

Diğer Elif Şafak Sözleri ve Alıntıları