Kulağımın içi kaşınıyor.... Felaket..... Önce azar azar başlıyor kaşıntı,geceleri... Sonra artıyor. Kaşımak da bir zor ki kulağın içini... Bir türlü geçmiyor. ''Ne yapsam acaba?'' diyorum. Günler geçtikçe daha da artıyor...... Doktora gitmeye karar veriyorum..... Arkadaşlarıma soruyorum... ''Tanıdığınız iyi bir kulak burun boğazcı var mı?'' diye. ''N''oldu ki?'' diye soruyor arkadaşlarım. ''Kaşınıyor kulağım'' diyorum. ''Uyuyamıyorum geceleri, kulak kaşıntısından!'' Bir doktorun adını söylüyor bir tanesi.... ''Çok iyi doktordur'' diyor. ''Kimsenin çözemediğini çözer, iyileştiremediğini iyileştirir.'' Gidiyorum doktora. Gözlüklü, şirin bir amca... Elinde bir büyüteç, kulağıma bakıyor.... Şaşırıyorum önce. ''İçinde kaşıntı var'' diyorum. ''Öyle büyüteçle ne anlayacaksınız ki?''.......... ''Yok'' diyor, ''Ben çoktan anladım ne olduğunu da, şimdi daha iyi görmek için bakıyorum.''......... ''Nedir?'' diyorum doktora. ''Eski sözler kaçmış kulağınıza'' diyor.... ''Nasıl yani?'' diyorum...... ''Kimin sözleri?''..... ''Bakacağız'' diyor.... Sonra bir alet çantasından kocaman, ucu ince, cımbıza benzer bir alet çıkarıyor... ''Yan durun. Kıpırdamayın'' diyor bana.... Biraz irkiliyorum. ''Eski sözler'' diyorum, ''Ha?''................. Cımbızın ucu kulağıma giriyor, canımı acıtmıyor nedense.... ''Bir erkek sesi bu'' diyor.... Sanki bir uğultu duyuyorum. Cımbızı çıkarıyor kulağımdan. ''Yalan kaçmış kulağınıza!'' diyor.... doktor. Yalana bakıyorum. Küçücük bir şey gibi gözüküyor. ''Vay be!................ Günlerdir kulağımı kaşındıran bu muymuş? Hangi yalan peki?'' diyorum. ''Durun, bekleyin'' diyor doktor. ''Dikkatli olmamız lazım. Tekrar kulağınıza kaçabilir. Önce şu deney tüpünün içine koyalım. Sonra serbest bırakırız.'' Yalanı tüpün içine koyuyor.... Kapağını da kapıyor tüpün.... Serbest kalıyor yalan. ''Seni seviyorum'' diye cılız bir ses geliyor tüpün içinden...... ''Yalanmış ha?'' diyorum. Kulağım bile anlamış, kalbim hala anlamıyor....
Diğer İclal Aydın Sözleri ve Alıntıları
- Kendi iç dünyanızda uçuş yüksekliğinin sınırı yok elbet ...Ama zamanı geldiğinde yapılacak o yumuşak inişte ustalaşmak için kaç kez yere çakılıyor insan düşünsenize...
Uçuşa başladığımız noktadan ne kadar uzaklaştığımızı nasıl hızla unutuyoruz...
Burnum yere her yapıştığında tekrar havalanmak zorunda olmaktan bıksam da bundan başka bir seçeneğimin olmadığını öğrendim artık.tecrübe denilen şey böyle böyle ediliyor demek ki ...
Ne kadar yüksek,o kadar soğuk...Ne kadar yüksek,basınç o kadar fazla...Ne kadar yüksek,düşmesi o kadar sert...
Hepinizi rüyalarınızdaki cennetten, dizlerinizdeki yara izinden,dilinizdeki zehirden ve gülüşünüzdeki masumiyetten tanıyorum...
Siz mışıl mışıl uyurken bunları yazan bir uykusuzdum ben ! - İnsan, kollarının direnme gücü tükendiğinde vazgeçiyor bir şeylerden...
Bir tercihte bulunuyor...
Ya annesini seçiyor ya da karısını.
Ya karısını seçiyor ya da sevdiğini.
Ya sevdiğini seçiyor ya da çevresini...
O vahşi sular alıp götürüyor bir şeyleri. - Gençler bilebilseydi, yaşlılar yapabilseydi... Yapılamayanlar mı acaba, orta yaş üstü kuşağı bu kadar öfkeli yapan? Ya da henüz bilemiyor olmaktan mı kaynaklanıyor gençlerin kontrolü güç umursamazlıkları... Ve karamsarlıkları...
- Farkında mısınız, bazen aynı hımbıl soruları sorarken yakalarız kendimizi. Senin gözlerin niye öyle bakıyor? Seni daha iyi görebilmek için yavrum. Bu cevabı yıllardır duyarız da bazılarımız hala kurtla babaanneyi ayırt edemeyiz.
- Hayat herkese eşit davranmadığı gibi seçtiklerine de ufak tefek oyunlar oynayabiliyor.
- Bu ülkenin bazı kadınlarını anlatmak zordur. Anlatılamadıkları için, her karede başka kadın olurlar. Ya da on binlerce kadındır aslında ve bu yüzden anlatılamazlar.
- Susmak da aşkın yollarından biriymiş. Bunu öğrendim.
Susulmuş çok aşkım yok ama aşktan sustuğum çok hikayem var desem.... - Acı unutuluyor ama geçmiyor galiba...
Geçtiği için değil, tam tersine, hiç geçmediği için unutuluyor acı. Üzeri eski bir çarşafla örtülüyor. - HAYAT... Kendimizi sevmek ve bulmak oyunu...
- Aşkta mesele şu ki... O dönme dolap, adı üzerinde, dönüyor... Yükseliyor... Alçalıyor... Ama sen hep en tepedeki halini anımsıyorsun...