Kimini hayal kırıklığı büyütür, beni de kıskanılmak büyüttü.
Takmayacaksın, takarsan daha çok üstüne gelirler.
Yürüyüp geçeceksin, hep yürüyüp geçeceksin. Ben öyle yaptım. Hep yürüdüm.
Herkesin, her şeyi anlamasını bekleyemezsin. Sen yürüyüp gideceksin. Anlayan anlayacak, anlamayan anlamayacak; dünyanın hepsine yetişemezsin ki!
Bilirsin ben iyi yürürüm.
Geçtiğimiz yollarla kaybettiklerimizin bize en büyük kötülüğü, kendilerini tekrar tekrar hatırlatmalarıdır. Bir kere kaybetmekle kurtulamadığımız şeylerdir. Yoklukları hayatımızdaki varlıkları haline gelir. Hep, ama hep hatırlarız. Ne biçim kaybetmek bu?
Yokluğunun hayatımda yarattığı alışkanlığın bozulmasını istemiyorum. Hayatta her şeyin olduğu gibi, barışmaların da zamanı vardır. Gereken zaman içinde barışmadıysanız eğer, bir gün barışırsam söylerim diye beklettiğiniz sözler eskimiş olur. Onlar size bile bir şey söylemez hale gelir.
Hayat bazılarına mutsuz olmakla duygusuz olmak arasında bir tercih hakkı tanır, daha fazlasını değil.
Diğer Murathan Mungan Sözleri ve Alıntıları
- Birini seçmek ve onunla yaşamaktan ibaret kaldı aşk. Artık kimse kimse için dağlar aşmıyor, ırmaklar geçmiyor, diyar diyar gezmiyor. Mecnun bütün çölleri tüketmiş, kimseye çöl kalmamış yeryüzünde.Kurumuş vahalarda seraplar bitmiş. O olmazsa öteki, o olmazsa bu, o olmazsa şu... Fark etmez, fark etmez. İlle de o. Yalnızca o. O, O, O,O diyen kalmadı. Kimse kimsenin o'su değil. Artık değil...
- Herkesin ömründe aşka ayırdığı en az birkaç ay olmalı. Kuru, sıcak mevsimler; katı ve soğuk kışlar için.
- Yerküre sanki yalnızca yazılmak için vardı. O da bütün kendinden öncekiler gibi doymaz bir iştahla yerküreyi kâğıtlara, defterlere sığdırmaya çalışmıştı. Hâlâ çoğu dışarılarda kalıyordu yerkürenin; bitmiyor tükenmiyordu.
- "Şimdiki Zaman'ın mutsuzları olan eşcinseller, Geniş Zaman'ın yaratıcıları olmakla övünürler. Sf:54
- "Şimdiki Zaman'ın mutsuzları olan eşcinseller, Geniş Zaman'ın yaratıcıları olmakla övünürler. Sf:54
- Bazı anlarda yüzün aldığı bir ifade, sevenin belleğinde sonsuzlaşır, insan o ifadeyi her şeyden çok daha fazla özler. O yüzün sahibiyle günün birinde darıldıktan, ayrıldıktan, hatta ondan nefret ettikten sonra bile, o ifadeyi özler. Bir andır o ama bütün zamanlara siner...
- 'Sinema neden aşk haline gelir biliyor musun ?' dedi adam. ?Çünkü o da tıpkı aşk gibi, insan gözünün bir aldanışı üzerine kurulmuştur. Hayal olduğunu bildiğin perdeye inanırsın bütün kalbinle... İnsan öncelikle bir aldanışa aşık olur, sonra o aldanıştan bir hakikat yapmaya çalışır hayatına... Bazı filmler çabuk biter.'
- Her şeyi anlıyor, herkesi tanıyor, her sorunu kavrıyor, yani kavraya anlaya yaşlanıyordum. Anlamak yorgunuydum. Bu yüzden kimseye kızamıyordum. Kimseden doya doya nefret edemiyordum. Kimseye ağız dolusu küfredemiyordum, kimseye deliler gibi öfkelenemiyordum.
- "Her şeyi konuşmak iyidir sanıyorlar şimdilerde. Halbuki insan münasebetlerinin çoğu kelimesiz halledilir."
- "Usandım sözcük oynamalarından, tılsımlı sıfatlardan,
ofset duyarlılıklardan...
Kaç zamandır duru, yalın, çalışkan, iyi insanlar özlüyorum;
''İçtenliğin'' ya da ''dünya görüşünün'' kirletmediği."