Kavimlerin en eski adetleri arasında bize bir uyarıymış gibi görünen bir tanesi vardır ki, tabiatın bize cömertlikle sunduğunu alırken hırsa kapılmaktan sakınmamızı buyurur. Çünkü biz toprak anaya kendi ürünümüz olan hiçbir şey hediye edemeyiz. Öyleyse, alırken saygı göstermemiz, bunun için de, her ne zaman ne kadar alıyorsak, daha kendi payımızın üstüne oturmadan önce, ona bir kısmını geri vermemiz yakışık alır. Eski libatio adeti bu saygının bir ifadesidir. Hatta belki, unutulmuş başakları toplama ve yere düşmüş salkımları kaldırma yasağı bile o alabildiğine eski, yerdeki buğdayın ve üzümün toprağa veya rahmet dağıtan atalara dönmesini öngören töresel deneyimin dönüşmüş biçimidir. Atinalıların adetince, yemekte yere düşen ekmek kırıntıları toplanmazdı, çünkü bunlar kahramanların payıydı. Bir toplum zaruret ve hırsın sonucu olarak günün birinde, tabiatın verdiklerini ancak gaspedercesine alabilir hale gelecek kadar yozlaşmışsa, meyveleri pazara daha iyi getirebilmek için hamken koparır ve her tabağı sırf doyabilmek için sonuna kadar sıyırmadan edemez olmuşsa, toprağı fakirleşecek, ülkesi kötü mahsul verecektir.
Diğer Walter Benjamin Sözleri ve Alıntıları
- Önce devleti yıkmadan -ki devlet kötü okulları, kötü aileleri gerektirir- hiç kimsenin okulunu ya da babaevini iyileştiremeyeceğini anlamamız epey zaman alacaktı.
- Hiçbir kültür ürünü yoktur ki, aynı zamanda bir barbarlık belgesi olmasın.
- İnsanlar kurtulmadıkça, ezilenler ezenlerden intikam almadıkça, kültür de bir barbarlık belgesi olmaktan kurtulamayacaktır.
- Sevilen nesneye son bakış, her zaman kaygıyla, dehşet duygusuyla
olmayabilir. Geçmişe dönük kurtarıcı bakışına karşın, Benjamin'i ku-şağının en modernist yazarlarından biri kılan da bu. - Bir şimşek... sonra gece!
Ey bakışı ansızın
Beni yeniden dünyaya getiren kaçıcı güzel kadın
Artık göremeyecek miyim seni ebediyen? - Düşünün karanlığı ve acı soğuğu, Feryatların yankılandığı bu vadide.
- Zamanın nelere gebe olduğunu keşfetmeye çalışan kâhinler, onu ne homojen ne de boş bir şey olarak görürlerdi. Bunu akılda tutan kişi, hatırlama ânında geçmiş zamanla kurulan ilişkinin de tıpkı böyle bir yaşantı olacağını anlayabilir belki. Yahudilere kehanetin yasaklandığı bilinir. Buna karşılık, Tora* ve dualar onlara hatırlamayı öğretir. Kâhinlerden bilgi umanların kapıldığı gelecek büyüsü onlar için bozulmuştur. Ama bu, geleceği Yahudiler için homojen ve boş bir zaman haline getirmez. Çünkü onlar için zamanın her saniyesi, Mesih'in açıp girebileceği dar bir kapıdır.
* Tora: Eski Ahit'in ilk beş kitabı; geniş anlamda, Yahudiliğin tüm yasa, gelenek
ve törenleri - Hikâye anlatıcılığına en az roman kadar yabancı, ama ondan çok daha tehditkâr, aynı zamanda romanı da krize sokan bu yeni iletişim biçimi enformasyondur.
- Viran evlerinden pancurlar sarkan
Gizli sefahetler yatağı eski mahalle boyunca,
Devamlı oklarla zalim güneş vurduğu zaman
Şehre ve kırlara, damlar ve başaklar üstüne,
Çıkarım tek başıma hayali eskrim egzersizimi yapmağa,
Koklıyarak her köşede kafiye tesadüflerini,
Sürçerek kelimeler üzerinde kaldırım taşlarında gibi,
Bazan çarparak çoktan beri tahayyül edilen mısralara - Unutma ki açgözlü bir kumarbazdır Zaman,
Her elde aldatmadan kazanır, bu bir yasa!