Kadın-erkek arasında, daha önceki toplumsal durumlardan bize miras kalmış bulunan eşitsizlik, hiçbir zaman, kadının ekonomik baskı altında oluşunun nedeni değil, sonucudur. Çocuklarıyla birlikte birçok evli çifti kapsayan eski komünist ev ekonomisinde, kadınlara bırakılan ev yönetimi, tıpkı erkekler tarafından yiyecek sağlanması gibi, toplumsal zorunluluk taşıyan bir kamu işiydi. Ataerkil aile ve ondan da çok tek-eşli olan bireysel aileyle birlikte her şey değişti. Ev yönetimi, kamusal niteliğini yitirdi. Bu iş artık toplumu ilgilendirmiyor: bir özel hizmet haline geldi; toplumsal üretime katılmaktan uzaklaşırken kadın, bir başhizmetçi oldu. Toplumsal üretim yolunu -ama yalnız proleter kadına- yeniden açan, günümüzün büyük sanayidir; ama bu yol, öylesine koşullar içinde açılmıştır ki, kadın, eğer ailenin özel hizmetiyle ilgili görevlerine yerine getirmek isterse toplumsal üretimin dışında kalır ve bir şey kazanamaz; buna karşılık, eğer toplumsal üretime katılmak ve kendi hesabına kazanmak isterse, ailesel görevlerini yerine getirmekten uzak kalır. Kadın için bütün çalışım kollarında, fabrikadaki gibi, doktorluk ve hukukçulukta da durum budur. Modern karı-koca ailesi, açık ya da gizli, kadının evsel köleliği üzerine kurulmuştur; ve modern toplum, sadece karı-koca ailelerinden meydana gelen bir kütledir. Günümüzde erkek çoğunlukla hiç değilse varlıklı sınıflarda, ailenin dayanağı olmak ve onu beslemek zorundadır; bu durum, ona hiçbir hukuksal ayrıcalıkla desteklenmeyi gereksinmeyen, egemen bir otorite kazandırır. Aile içinde erkek burjuvadır; kadın proletarya rolünü oynar. Ama sanayi dünyasında proletaryayı ezen ekonomik baskının özgül niteliği, kendini bütün sertliğiyle, ancak kapitalist sınıfın bütün yasal ayrıcalıkları kaldırıldıktan ve iki sınıf arasında tam bir hukuki eşitlik sağlandıktan sonra gösterir; demokratik cumhuriyet, iki sınıf arasındaki uzlaşmaz karşıtlığı yok etmez; tersine, bunlar arasındaki savaşımın, üzerinde yapılacağı alanı ilk hazırlayan odur. Aynı biçimde, erkeğin kadın üzerindeki egemenliğinin özel niteliği, bu iki cins arasında gerçek bir toplumsal eşitlik kurma zorunluluğu ve bunun yolu, bütün bunlar, kendilerini ancak erkekle kadın tamamen eşit hukuksal haklara sahip oldukları zaman apaçık göstereceklerdir. O zaman görülecektir ki, kadını kurtuluşunun ilk koşulu bütün kadın cinsinin yeniden toplumsal üretime dönmesidir ve bu koşul karı-koca ailesinin, toplumun ekonomik birimi olarak ortadan kaldırılmasını gerektirir.
Diğer Friedrich Engels Sözleri ve Alıntıları
- Özgür insan ile köle, patrisyen ile pleb, feodal bey ile serf, lanca ustası ile kalfa, kısaca, ezen ile ezilen birbirleriyle sürekli karşı karşıya gelmişler, kesintisiz, kimi zaman üstü örtülü, kimi zaman açık bir mücadele, her defasında ya toplumun tümüyle devrimci bir yeniden kuruluşuyla, ya da çatışan sınıfların birlikte çöküşü ile sonuçlanan bir mücadele sürdürmüşlerdir.
- Özgür insan ile köle, patrisyen ile pleb, feodal bey ile serf, lanca ustası ile kalfa, kısaca, ezen ile ezilen birbirleriyle sürekli karşı karşıya gelmişler, kesintisiz, kimi zaman üstü örtülü, kimi zaman açık bir mücadele, her defasında ya toplumun tümüyle devrimci bir yeniden kuruluşuyla, ya da çatışan sınıfların birlikte çöküşü ile sonuçlanan bir mücadele sürdürmüşlerdir.
- Özgür insan ile köle, patrisyen ile pleb, feodal bey ile serf, lanca ustası ile kalfa, kısaca, ezen ile ezilen birbirleriyle sürekli karşı karşıya gelmişler, kesintisiz, kimi zaman üstü örtülü, kimi zaman açık bir mücadele, her defasında ya toplumun tümüyle devrimci bir yeniden kuruluşuyla, ya da çatışan sınıfların birlikte çöküşü ile sonuçlanan bir mücadele sürdürmüşlerdir.
- Özgür insan ile köle, patrisyen ile pleb, feodal bey ile serf, lanca ustası ile kalfa, kısaca, ezen ile ezilen birbirleriyle sürekli karşı karşıya gelmişler, kesintisiz, kimi zaman üstü örtülü, kimi zaman açık bir mücadele, her defasında ya toplumun tümüyle devrimci bir yeniden kuruluşuyla, ya da çatışan sınıfların birlikte çöküşü ile sonuçlanan bir mücadele sürdürmüşlerdir.
- Proleterya çeşitli gelişme aşamalarından geçer. Doğmasıyla birlikte, burjuvaziye karşı mücadelesi de başlar.
- Bugüne kadarki bütün toplumlar, görmüş olduğumuz gibi, ezen ve ezilen sınıfların karşıtlığı üzerine dayandırılmıştır. Ama bir sınıfı ezebilmek için, ona hiç değilse kendi kölece varlığını sürdürebileceği koşulların sağlanması gerekir.
- Her şeyden önce, burjuvazinin ürettiği, kendi mezar kazıcılarıdır. Kendisinin devrilmesi ve proleteryanın zaferi aynı ölçüde kaçınılmazdır.
- Her şeyden önce, burjuvazinin ürettiği, kendi mezar kazıcılarıdır. Kendisinin devrilmesi ve proleteryanın zaferi aynı ölçüde kaçınılmazdır.
- Komünizm kimseyi toplumun ürünlerini mülk edinme gücünden yoksun bırakmaz; yalnızca bu mülk edinme aracılığıyla, başkalarının emeğini boyunduruk altına alma gücünden yoksun bırakır.
- Bireyin bir başkası tarafından sömürülmesine son verildiği ölçüde, bir ulusun bir başkası tarafından sömürülmesine de son verilmiş olacaktır.
Ulus içindeki sınıflararası karşıtlığın kalkması ölçüsünde ulusların birbirlerine düşmanlığı da son bulacaktır.