İstanbul'un orta yeri sinema, demiş şair. Doğru. Hüzünlere bulanmış bir film oynuyor orada şimdi. Yıkılıp harabeye dönen mekanlarda geçiyor olaylar. İstanbul'un orta yeri Süleymaniye diyelim. Bu ulema semtinden geriye ne kalmıştır?Her gün yeni bir yangına kurban edilen ahşap ve harap konaklardan, mezbeleye dönmüş sokaklardan, terkedilmiş apartıman bozuntularından, iş yeri ve karanlık atelyelerden başka. Bir de bu kötü şartlarda dahi başını sokacak bir dama altı bulduğuna şükreden gurbetçi vatandaşlar.
Diğer Mustafa Kutlu Sözleri ve Alıntıları
- Gülün ömrü de kısadır.
Bu ömrü kısa gül, herhalde koklanınca gül kokusu duyulan güldür.
Malum, ömrü uzun ama koklanınca gül kokusu duyulmayan güller de var. - Gülün ömrü de kısadır.
Bu ömrü kısa gül, herhalde koklanınca gül kokusu duyulan güldür.
Malum, ömrü uzun ama koklanınca gül kokusu duyulmayan güller de var. - Kalabalıkta kimsenin yüzü kendinin değildir, bilirsin.
- "Kalabalıkta kimsenin yuzu kendinin degildir, bilirsin"
- İstanbul böyledir."Yaşanmaz burada" der, çeker gidersin; üç gün geçmeden özlersin.
- "Ne zaman o tahta sıralara oturdum? Ne zaman o bankanın adına sırtımı verdim?" [s. 9]
- "Tâ Adem atamızdan bu yana sürüp gelen zaman bitti; mekân değişti." [s. 143]
- "Ne zaman o tahta sıralara oturdum? Ne zaman o bankanın adına sırtımı verdim?" [s. 9]
- "Tâ Adem atamızdan bu yana sürüp gelen zaman bitti; mekân değişti." [s. 143]
- Geceler gebedir, meşime-i şebden neler doğar bilemeyiz.