İnsanın kendini okuyabilmesi için mutlak surette iman ziyasina, iman nuruna ihtiyacı vardı. Çünkü bütün sırlar o nur, o ziya ile çözülebilir ancak.
Diğer Şule Yüksel Şenler Sözleri ve Alıntıları
- bir misafir odası benim kücük kalbim
lakin her misafiri hemen kabul eylemez
biraz hırcın ve magrur,bu esrarlı mabedin
kapıları kapalı,her gelen pek giremez
öyle bir oda ki bu ,hic bir esya yok,bombos
yalnız bir kösesinde vuran kücük bir saat
kapıları kapalı,üstelik bir hayli los
bu kasvetli odaya verir bir parca hayat
bu misafir odası bir misafir bekliyor
kösede duran saat vuruyor tik tak-tik tak
gelecek diye her an günlere gün ekliyor
öyle bir misafirki,bir daha hic cıkmayacak... - Bâki'de bekâyı, bekâda Bâki'yi bulma yolculuğuna çıkmış, sonsuzluğun sırrına doğru yol alıyordu.
- Hırs, sebeb-i hüsrandır.
- Derdim! Yeter, sakin ol, dinlen biraz artık;
Akşam olsa diyordun, işte oldu akşam;
Siyah örtülere sardı şehri karanlık;
Kimine huzur iner gökten, kimine gam.
Bırak, şehrin iğrenç kalabalığı gitsin,
Yesin kamçısını hazzın sefil cümbüşte,
Toplasın acı meyvesini nedâmetin
Sen gel derdim! Ver elini bana, gel şöyle. - Derdim! Yeter, sakin ol, dinlen biraz artık; Akşam olsa diyordun, işte oldu akşam; Siyah örtülere sardı şehri karanlık; Kimine huzur iner gökten, kimine gam. Bırak, şehrin iğrenç kalabalığı gitsin, Yesin kamçısını hazzın sefil cümbüşte, Toplasın acı meyvesini nedametin Sen gel derdim! Ver elini bana, gel şöyle.
- "Hırs sebep-i hüsrandır"
- "Evet,istiklal Hakk'a tapan bir milletin elbette hakkıydı...Lâkin o milletin kaderini elinde bulunduran kimseler, HAK yerine HAKSIZLIĞA taparlarsa,o millet için istiklâl gülünç bir hayâl değil miydi?"
- "-Namaz, Allah'ın emridir ve her müslümana farzdır!..."
- İşte kendisine hayat yolunu çizen bir başka levha: "Elde Kur'an gibi bir mucize-i baki varken Başka Burhan aramak aklıma zaid görünür. Elde Kur'an gibi burhan-ı baki varken, Munkirleri ilham için gönlüme sıklet mi gelir?"
- Vücut... İnsan vücudu... Ne muazzam,ne hassas bir makine...Ya bu makinenin mühendisi, ustası? Vücut... İnsan vücudu... Her sahifesi binlerce hikmetse dolu,eşsiz bir kitap. Ya o kitabın katibi? Vücut... İnsan vücudu... Her zerre ayrı bir motifle işlenmiş, ne ince bir Nakışlı manzumesi... Ya o nakışın nakkaşı? Vücut,insan vücudu. Hiçbir mimarın, hiçbir mühendisin,hiçbir san'aktarın ve dünyadaki hiçbir kudreti meydana getirmeye muktedir olamadığı, ne büyük, ne ince ve ne şahane bir san'at eseri. Peki, ya onun san'atkarı?