İnsan daha beterini düşünmek için yaratılmmış.Daha beterini daha mükemmel hale getirmek için yaratılmış.
Diğer Cemil Meriç Sözleri ve Alıntıları
- "Görenin yalnızlıktan sikayete hakkı yoktur: mevsimler, renkler, cicekler, sehrin butun kadınları, butun cocuklar gören icindir", "gormeyen bir insan bozuk bir ampul gibi, manasız, bıraktığınız yerde kalan bir paket; icinde eski hatıralar olduğu icin arada bir karıstırılmaya layık... Cocukken oynadığımız bir tasbebek gibi, atmaya kıyamadığımız acayip bir külçe" (Jurnal, 16.7.1955).
- Sanatcının tek vazifesi vardır bence: insanları birbirine sevdirmek, iki insanı veya iki milyar insanı. Sanat, bir heyecan
seyyalesiyle kilometrelerin ve asırların ayırdığı kalpleri birlestiren buyudur."
(Cemil Meric, 19 Ekim 1966 tarihli mektuptan) - I-Sihamı Kaza
Hakikati bulan, başkaları farklı düşünüyorlar diye,
onu haykırmaktan çekiniyorsa, hem budala hem de alçaktır.
Bir adamın
"Benden başka herkes aldanıyor" demesi güç şüphesiz;
Ama sahiden herkes aldanıyorsa o ne yapsın?
Daniel Defoe - Bilgi huzur limanına götüren kayık. Şüphe bilgisizliğin çocuğu. Kuşku bardağın dibinde kalan su; dök gitsin!
- "Masal deyip geçmeyelim. İnsan, kaba kuvvetin hükümran olduğu bir devirde hayata katlanmak için bambaşka bir dünyanın varlığına inanmak zorundadır."
- Üzüntün beni yıktı. Her davranışın hürmet ve takdise layık. Ama galiba biraz rahatsızdık. Basit bir kazaydı bu. Hele gecemizi zehir etmeye hakkımız yoktu. Ben bir hafta o saatleri düşünerek yaşayabiliyorum. Ayrılırken sesin biraz daha gülümsemeliydi. Dargın gibi kaçtın. Bilmediğimiz bir limana gidiyor bu gemi. Deniz fırtınalı, ama bindik bir kere. Ateşle oynayanın parmakları yanacak, tabii bu...
- Anlıyorum ki, zalim ve kıyıcı bir gerçekten kurtulmanın tek çaresi, reel dünyadan kitaplar dünyasına sığınmak.
- Düşman bir çevrede ister istemez kitaplara kaçıyorum.
- Ben, düşünen, okuyan ve temsil ettiğini sandığı beşerî değerleri lekelememek için aç kalmağa, açlıktan kıvranmağa razı olan adam...
- Benim neslim için Avrupa, insan zekâsının zirveye ulaştığı ülke demekti. Türk aydını Tanzimat'tan beri Batı'yı heceliyordu. Ama zirveleri tanımıyorduk.