Hiç kimsenin bilmediği büyük bir aşk mı herkesin bildiği küçük bir aşk mı tercih edilir? diye sordu kendine. Ne fark eder ki? dedi sonra, İster küçük ister büyük olsun, her aşkın üzerine ölümün gölgesi düşmüyor mu? Hepimiz ölünce içimizde taşıdığımız kendimize ve başkalarına ait öykülerle birlikte gitmiyor muyuz?
Ne aşkın peşindeydi insan ne de öykünün. Kalıcı bir öykünün sonsuza dek sürecek bir öykünün peşindeydi. Unutulmayı, hele sonsuz unutulmayı hayal etmek bile tir tir titremesine, alnında soğuk terler dökmesine yetiyordu.
Ölmek de gerekmiyordu unutulmak için. Daha yaşarken, bırakın başkasının hikayesini, kendi hikayesini bile unutuyordu insan, sonsuza kadar taşımak bir yana dünya hayatında bile koruyamıyordu öyküsünü. insanın dedi mavi öyküsünü sonsuza dek koruyacak Bir'ine ihtiyacı var. hiç unutmayan Bir'ine.
Diğer Mustafa Ulusoy Sözleri ve Alıntıları
- Boş boş konuşmaktan sürekli sorunlarımızdan sözetmekten, insanların dedikodusunu yapmaktan sıkılıyorum. Hayatın anlamı , varlığımız, sonsuzluk üzerine konuşacak kimseyi bulamıyorum. Bu yüzden topluluklara karışmaktan kaçınıyorum. Çağırıldığım birçok yere gitmek istemememin sebebi bu.
- AYRILIRKEN SÖYLENEN SÖZLER YAŞANANLARIN BİR ÖZETİDİR...
- " ''İnsan'' demek, kırıklık demektir.
Her türlü kırıklık. Düş kırıklığı. Kalp kırıklığı. Yaşamanız gerektiğine inandığınız şeyleri yaşamadığınızın, olmanız gereken yerde olamadığınızın, sahip olmak isteyip de olamadıklarınızın kırıklığı
ve bu kırıklığın doğurduğu hüzün..." - Söyleyeceğin şey suskunluktan daha güzel değilse , sus o zaman .
- AYRILIRKEN SÖYLENEN SÖZLER YAŞANANLARIN BİR ÖZETİDİR...
- " ''İnsan'' demek, kırıklık demektir.
Her türlü kırıklık. Düş kırıklığı. Kalp kırıklığı. Yaşamanız gerektiğine inandığınız şeyleri yaşamadığınızın, olmanız gereken yerde olamadığınızın, sahip olmak isteyip de olamadıklarınızın kırıklığı
ve bu kırıklığın doğurduğu hüzün..." - Söyleyeceğin şey suskunluktan daha güzel değilse , sus o zaman .
- Hayatının yıldızlarına ulaşmak istiyorsan; içindeki geceye razı olmalısın.
- Mademki ölüm, ölmenin içinden geçmekti, o halde birbirlerinden sonsuza dek ayrılmayacaklardı. "Ayrılırken söylenen sözler, beraberken yaşananların bir özetidir" demişti bir keresinde Beyaz.
- Kahverengi'nin yakınları "O'nu kaybettik" dediler, "Acı Kaybımız" diye gazetelere ilanlar bile verdiler. Halbuki o bir yere kaybolmamış, sadece gitmişti. İnsanlar gözleriyle görmediklerine niye kaybettik derlerdi ki?