... Hepimizde Johanneshov markalı aynı koltuktan var, yeşil çizgili... Hepimizde Rislampa / Har markalı aynı kağıt lambalardan var, çevre dostu ağartılmamış kağıttan... Alle marka çatal-bıçak takımım... Çelik üstüne çinko kaplama Vild marka ayaklı saatim... Klipsk marka kitap raflarım... Hemlig marka şapka kutularım... Bütün bunları satın almak için ömrümü verdim ben... Mobilya satın alırsınız. Kendinize dersiniz ki, bu hayatım boyunca ihtiyaç duyacağım son kanepe. Kanepeyi alırsınız ve sonraki birkaç yıl boyunca, hangi işiniz ters giderse gitsin, en azından kanepe sorununuzu çözmüş olduğunuzu bilirsiniz. Sonra aradığınız abak takımı. Sonra hayallerinizdeki yatak. Perdeler. Halılar. Sonra o güzel yuvanızda kısılıp kalırsınız.Bir zamanlar sahip olduğunuz şeyler artık sizin sahibiniz olur.
Diğer Chuck Palahniuk Sözleri ve Alıntıları
- Hayatın da porno filmlerin de sonu bellidir; tek fark hayat orgazmla başlar.
- Sahip olduğum altı yüz kırk balıktan sonra öğrendiğim tek şey, insanın sevdiği her şeyin bir gün öleceği oldu. O özel kişiyle karşılaştığın ilk anda, onun bir gün ölüp toprağın altına gireceğine emin olabilirsin.
- Sahip olduğum altı yüz kırk balıktan sonra öğrendiğim tek şey, insanın sevdiği her şeyin bir gün öleceği oldu. O özel kişiyle karşılaştığın ilk anda, onun bir gün ölüp toprağın altına gireceğine emin olabilirsin.
- Ve istediğim halde değiştiremediğim o kadar şey var ki.
- Hayır herkes hayatının en azından mastürbasyon yapacak kadar eğlenceli olmasını ister.
- Terbiyemi takınarak bir yere varamayacağımı anladım artık ortalığı karıştırma zamanı geldi.
- Aynen tiyatro perdesini çeken kablolar gibi her gülüşün bir açılış gecesi. Bir prömiyer. Kendini ortaya koyuyorsun.
- Profesyonel bir sanatçı olma paradoksu. Aslında anlatacak bir şeyimiz yokken tüm hayatımızı kendimizi en iyi şekilde ifade etmeye çalışarak geçirmemiz. Yaratıcığın bir etki- tepki sistemi olmasını istiyoruz. Sonuçlar. Pazarlanabilir bir ürün. Adanmışlık ve disiplinin, tanınmak ve ödüllendirilmeye denk olmasını istiyoruz. Sanat akademisinin tek düzeliğine kendimizi kaptırıp güzel sanatlar master'ı için lisans programına çalışıyor, çalışıyor, çalışıyoruz. Harika yeteneklerimize rağmen ortaya koyacak hiçbir eserimiz yok.
- Bütün kimliğiniz bir anda yok olursa ne yaparsınız? Bütün hayat hikayeniz bir yanlıştan ibaret oluverirse, bu durumla nasıl başa çıkarsınız?
- Matraklık olsun diye, sete çağrılan insanları daha sonra niye görmüyoruz, diye soruyorum. Bu film, bir yığın karadul örümcekli ölüm pornosu mu? Sette, boşaldığı anda altı yüz oyuncuyu öldüren biri mi var?
Şaka yapıyorum canım.