HAMLET - Verdiğim parçayı, ne olur, dediğim gibi, rahat, özentisiz söyle. Çünkü birçok oyuncular gibi söz parlatmaya kalkacaksan, mısralarımı şehrin tellalına okuturum daha iyi. Elini kolunu da havalara savurma öyle; ölçüsünde, tadında bırak her şeyi. Duyduğun coşkunluk bir sel, bir fırtına, bir kasırga gibi de olsa, onu dindirecek bir hava bulmalı, buldurmalısın. Doğrusu, yürekler acısı geliyor bana gürbüz bir delikanlının, takma saçlar sakallar içinde, bir acıyı yüreğini paralarca, didik didik ederce bağırıp halkın kulaklarını yırtması; o halk ki çoğu kez anlaşılmaz, dilsiz oyunları, gürültü gümbürtüyü sever. Bir oyuncu Termagant'ın kendisinden daha yaygaracı, Nemrut'tan daha nemrut oldu mu, hak ettiği şey kırbaçtır bence. Bu hallere düşme, rica ederim.
Fazla durgun da olma; aklını kullanıp ölçüyü bul. Yaptığın söylediğini tutsun, söylediğin yaptığını. En başta gözeteceğimiz şey, yaradılışa, tabiata aykırı olmamak. Çünkü bunda sapıttık mı tiyatronun amacından ayrılmış oluruz. Doğduğu gün de, bugün de tiyatronun asıl amacı nedir? Dünyaya bir ayna tutmak, iyilerin iyiliklerini, kötülerin kötülüklerini göstermek, çağımızın ne olup ne olmadığını ortaya koymak. Gerçeği büyütmek ya da küçültmekle bilgisizleri güldürebilirsiniz, ama bu bilenleri üzer; oysa bir tek bilgili dost, bilgisiz bütün bir kalabalıktan daha önemli olmalı sizin için.
Ah ben öyle oyuncular gördüm ki sahnede, öyle beğenilen, alkışlanan oyuncular gördüm ki, günaha girmeyeyim ama, değil Hıristiyan, değil Müslüman, insan bile değillerdi. Öylesine şişirme, uydurma hallere giriyorlardı ki, dedim bunları tabiatın kaba işçileri yaratmış olmalı, insan yapıyorum derken insanlığın berbat bir kopyasını yapmışlar.
Az çok değil, iyice yenmeli bunu. Sakın söyleyeceklerinden fazlasını söyletmeyin soytarılarınıza. Öylelerini gördüm ki, kendi başlarına gülmeye ve seyircilerin en anlayışsızlarını güldürmeye kalkıyorlar. Hem de oyunun anlayış isteyen en can alıcı yerinde. Kötü bir şey bu; acıklı bir budalalık bu yoldan tutunmaya çalışmak. Haydi, gidin hazırlanın.
Diğer William Shakespeare Sözleri ve Alıntıları
- Yarın, yarından sonra bir yarın, bir yarın daha
Sürüp gidiyor günden güne küçük adımlarla;
Geçmiş günlerimiz ise nice sersemlere ışık tutmuş
Ölüm yolunda, toz toprak olmazdan önce.
Sön, cılız kandil, sön! Hayat dediğin ne ki:
Yürüyen bir gölge, bir zavallı kukla bu sahnede:
Bir saat gösterip, boyun kırıp gidecek!
Bir daha duyulmayacak artık sesi.
Bir aptalın anlattığı bir masal bu:
Kuru gürültüler, deli saçmalarıyla dolu. - Kendini boşuna harcamış olur insan,
Dilediğine erer de sevinç duymazsa.
Yıktığın hayat kendininki olsun daha iyi,
Yıkmakla kazandığın şey kuşkulu bir mutluluksa. - Juliet: Bana romeo'mu ver; sonra öldüğünde
al da küçük yıldızlara böl onu;
onlar göğün yüzünü öyle bir süsleyecektir ki,
bütün dünya gönül verip geceye,
tapmayacaktır artık o muhteşem güneşe... - Şiddetle başlayan hazlar şiddetle son bulurlar.. Ölümleri olur zaferleri.. Öpüşürken yanıp tututşan ateşle barut gibi..
- Ey zayıflık ! Senin adın kadın olmalı.
- "Masum uyku...her günün dertlerinin sonunda kaygılarımızı alan uyku, ağır işin rahatlatıcısı, incinmiş zihinlerin merhemi, doğanın ikinci şansı, hayat şöleninin ana yemeği.."
- "Hayat yürüyen bir gölge..Büyük sahnede küçük rolünü oynayan zavallı bir aktör, bir daha adı hiç duyulmuyor..Bir budalanın anlattığı hikaye, gürültülü, tutku dolu..Ve hiç anlamı yok."
- ...
İnanıyorum söylediğini candan söylediğine,
Ama bugünkü karar yarın bozulur çoğu kez.
Hafızanın kulu olmaz kararımız,
Çabuk doğduğu için büyümeden ölür,
Nasıl ki ham meyve dalında durur da,
Oldu mu kendiliğinden düşüverir yere.
Kendi kendimize verdiğimiz sözü tutmak,
En çabuk unuttuğumuz şeydir, ne yapsak.
Tutku bitti mi, istem de biter gider,
Ateşli sevinçler de kederler de
Yeminleri yakarlar kendileriyle birlikte.
Sevincin en coştuğu yerde dert en çok yerinir,
Bir dokunmada dert sevince döner, sevinç dertlenir.
Madem bu dünya bile yok olacak bir gün
Sevginin bitmesine insan neden üzülsün?
Sevgi mi kaderi kovalar, kader mi sevgiyi?
Kimseler çözemedi bu bilmeceyi.
Düşen büyük adamı en sevdiği unutur,
Yükselen züğürde düşmanları dost olur.
Sevgi talihin peşindedir diyecek insan
Bunca dost görünce büyüklere kul kurban!
Başı darda olan dayanak aramaya görsün,
Sözde dostları düşman kesilir bütün.
Ama ilk düşünceme döneyim yine
İsteklerimiz öyle çoktur ki kendimizle
Bütün kurduklarımız yıkılır gider.
Düşünceler bizim, olaylar bizim değiller. - 1.Perde - Sahne IV
...
Soytarı: Dürüstlük bir köpektir ki, kulübesinden çıkmaması istenir. Halbuki dişi tazı hanım hanımcık geçer ocağın karşısına, kokularını da etrafa saçar.
... - 1.Perde - Sahne IV
...
Soytarı: İyi dinle amca: Sahip olduğun her şeyi gösterme. Bildiğin her şeyi söyleme. Varını yoğunu dağıtma. Ata bin yürüme. Kendin öğren, akıl dağıtma. Kazandığının hepsini kumara yatırma. Ve evinde otur. Bire yirmiden daha çok kazanırsın. Huzura eresin.
Lear: Boyundan büyük laflar ediyorsun!
Soytarı: Tıpkı karnı aç dolaşan bir avukat gibi değil mi? Bana bunun için hiç bir şey verilmedi ki. Hiç bir şeyden hiç bir şey çıkabilir mi amca?
Lear: Hiçten hiç bir şey çıkmaz!...
...