Gazetenin ertesi günkü birinci sayfasında Hâmid ve Lüsyen'i nikah masasında, ellerini açmış dua eden nikâh memuru huzurunda resmeden bir karikatür yayımlandı.
Altında Abdülhak Hâmid'in bir sözü vardı:
Rüya değil bu, aynile vâki!
Birbirleriyle üçüncü evlenişleriydi bu.
Biri Londra'da...
İkincisi İstanbul'da Fuad Paşa Türbesi'nde...
Ve şimdi yine İstanbul'da nikâh dairesinde...
Hâmid, altıncı evliliğini, üçüncü kez Lüsyen'le yapıyordu.
Lüsyen dördüncüsünü, üçüncü kez Hâmid ile..
Çok değil, bir ay sonra, 8 Ağustos Cuma günü, Deniz Yolları İdaresi'nin Büyük Otel'de verdiği baloya davet edildiler.
Balonun şeref konuğunu Gazi Hazretleri idi.
Davet, öfkenin dindiğine işaretti.
Yeniden buluştular.
Cumhurreisi, bir ay evvelki ?Türk kadını' tartışması hiç yaşanmamış gibi sıcak ve samimi davranırdı.
Müzik başladı.
Gazi, Lüsyen'i dansa kaldırdı.
Bu dans, adeta gecikmiş bir nikahın hediyesiydi.
Uçuşan ayak parmaklarıyla, diğer davetlilerin kıskanan bakışları altında, son buluşmanın kötü hatıralarını sildiler.
On sekiz yaşında iken Türk sefirine tutulup onun peşinden hiç bilmediği bir dünyaya yerleşen güzel Valon kızı, şimdi vatan bildiği ülkenin Cumhurreisi'nin kollarında dans ediyordu.
Gazinin hiddetiyle bir batağa saplanmış gibi görünen yolları, yine Gazi'nin affıyla yeniden çiçeklenmişti.
Zaten müşterek hayatları da böyle meddücezirlerden ibaret değil miydi?
Diğer Can Dündar Sözleri ve Alıntıları
- Kış boyu baharı iple çekmişken...
... şimdi sonbaharı özlemem neden? - Zamanında ülkenin düşünen gençlerini gömenler, bugün gençlerin düşüncesizliğinden sorumsuzluğundan şikayet ediyor.
- Herkesi potansiyel suçlu gören bir paranoya;''Ya bizdensin ya onlardan'' dayatması;''En doğru hayat tarzı bizimki'' fanatizmi;''İyilere karşı kötüler'' kamplaşması:milliyetçi bir hezeyan;şiddete dayalı çözüm tutkusu;toplu intikam çılgınlığı;en ufak itiraza tahammülsüzlük;her sağduyu çağrısını ihanet sayan bir gözükaralık... İçselleşmiş, kendiliğinden, sıradan bir faşizmin alametleri bunlar...
- "Aşk devrimcidir.Otorite,düzen, nizam tanımaz. Coşkuyla çarpan iki kabin yarattığı etkiye hiçbir direnç dayanmaz. sınırlar, harp içindir; aşk sınırdan anlamaz. yaş,sosyal statü,renk,ırk,cins,dil,mezhep,milliyet farkı,tutkuya mani olamaz. iki yürek buluştu mu onları dizginleyen çitler, bariyerler, örf ve adetler, gelenek ve görenekler, ilkeler, nizamnameler, akrabalar, ebeveynler tutuşur. Ten derde ilaç olur; ölüm ayrılığa yeğ tutulur. seven iki yürek ayrılmaya zorlandıkça birleşir.Aşk yalnızca içten yıkılabilen bir kaledir.sadece aşıkların birbirini yemesiyle yok olur."
- Her zaman, dünyanın herhangi bir yerinde, herhangi bir kişiye yapılan haksızlığı iliklerinize değin hissedecek kadar duyarlı olun.
- Hayvanların salınıp insanların jipten kafeslere tıkıldığı kocaman bir hayvanat bahçesi Kenya...
- Anlıyoruz ki, diğer tüm türlerle birlikte kendi soyundan olanlara da kıyacak kadar vahşileşebilen tek bir canlı yaşıyor yeryüzünde...
- Anladım ki, sevmekten vazgeçmek cinayettir.
- Belkide asıl yenilenmenin her gece bir parkı yıkarak otopark yapmaktan yada lider eskilerinin artan kumaşlarından yeni liderler çıkartmaktan değil, yüzyıllar aynı kitapçının aynı rafında sergilenen kitapların içeriğini değiştirebilmekten ve o kitapları yersiz yurtsuz dilencilere bile okutabilmekten geçtiğini farkedebilmenin etkisi.
- Havada yarın umudunu soluyorum. Bunun kanıtı yüzlerce ayrıntı kaydoldu belleğime...