Eskiden çöp yoktu? Ne zaman? Benim çocukluğumda çöp denilen şey, süprüntüden ibaretti, avluya süpürür çeri-çöpü atardınız, o da gübre olurdu. Portakalın kabuğu reçel, karpuzun kabuğu hayvan yemi idi. Yemek artıkları ise kurdun kuşun, kapıdaki köpeğin hakkı idi. Çöp, atık, vesaire sanayileşmenin sonucudur. Öyle ki kirlenmez denilen okyanuslar bile atıklarla kirlenir oldu. Hava, su, toprak kirlendi, zehirlendi. Eskilerin deyimi ile, hayatın dört unsuru (Hava, su, toprak, ateş) yani anasır-ı erbaa kirlenince insanoğlunun ne güvenliği kalır, ne sağlığı. (Buradaki ateş petrol olmalı, odun ateşi değil. Hem dünyayı kirletiyor, hem kirli savaşların sebebi oluyor.)
Diğer Mustafa Kutlu Sözleri ve Alıntıları
- Gülün ömrü de kısadır.
Bu ömrü kısa gül, herhalde koklanınca gül kokusu duyulan güldür.
Malum, ömrü uzun ama koklanınca gül kokusu duyulmayan güller de var. - Gülün ömrü de kısadır.
Bu ömrü kısa gül, herhalde koklanınca gül kokusu duyulan güldür.
Malum, ömrü uzun ama koklanınca gül kokusu duyulmayan güller de var. - Kalabalıkta kimsenin yüzü kendinin değildir, bilirsin.
- "Kalabalıkta kimsenin yuzu kendinin degildir, bilirsin"
- İstanbul böyledir."Yaşanmaz burada" der, çeker gidersin; üç gün geçmeden özlersin.
- "Ne zaman o tahta sıralara oturdum? Ne zaman o bankanın adına sırtımı verdim?" [s. 9]
- "Tâ Adem atamızdan bu yana sürüp gelen zaman bitti; mekân değişti." [s. 143]
- "Ne zaman o tahta sıralara oturdum? Ne zaman o bankanın adına sırtımı verdim?" [s. 9]
- "Tâ Adem atamızdan bu yana sürüp gelen zaman bitti; mekân değişti." [s. 143]
- Geceler gebedir, meşime-i şebden neler doğar bilemeyiz.