Düşünce, bâtıldan hakka gitmek, cüzîde mutlak olan küllü görmektir. Buna dâir kitaplar meydana getiren hakimler, düşünceyi tarif ederken şöyle demişlerdir: Gönülde bir tasavvur meydana geldi mi önce ona hatırlayış adı verilir. Düşünceye daldın da bu dereceyi aştın mı düşüncen örfte ibret adını alır. Akıllıca düşünce, bir işi etraflıca düşünüp başarmaya yarayan tasavvurdur. Bilinen şeyler hatırlanır da zihinde bir tertibe tutulursa, anlaşılmayan, anlaşılması istenen şey bilinir, anlaşılır. Kıyas'ta mukaddem, babaya benzer, tâli anaya. Netice de çocuk gibidir kardeş! Fakat bir hükme varmak için yapılan bu tertib, Mantık bilmeye bağlıdır. Ama bir de şu var ki Tanrı yardımı olmadıkça yapılan tertib ve varılan hüküm, ancak taklide uymadır; taklidin ta kendisidir. Bu, uzak ve uzun bir yoldur.
Diğer Dücane Cündioğlu Sözleri ve Alıntıları
- Bir dağın yer değiştirdiğini duyarsanız inanınız, ancak bir insanın huyunun değiştiğini duyarsanız asla inanmayınız, çünkü insan hep yaratıldığı hal üzeredir.(ss.123)
- Kelebeğin mumun ateşinde yanması yanmayı beceremeyenler için bir teselli kaynağı değildir, sadece imrenilesidir.
Isınmak için değil, ışıtmak için yanar kelebekler. Çığlık atmadan sessizce kavrulurlar yarin ateşinde... - Yalnızlık kişinin kendisiyle buluşması... kendisiyle tanışması... kendisini tanıması... Demem o ki yalnızlık kişinin sürülere karşı kendisini koruması, onlardan kaçması değil, bilakis sürülerin içine atılmışken, tam da sürülerin içinde iken kendini farketmesi...
- Yalnızlık... ayrılığın yitimi... âdeta vuslat... kişinin kendisine kavuşması... ışkın ve aşkın ta kendisi... bir tür cinnet sayılması da bundan...
- Yalnızlık gerçekte bir fiil, bir hareket değil, aksine bir hâl, bir fark etme hâli... bu bakımdan zamanî değil, aksine zamandan hâli...
- ... unutmamalı ki tek başınalığı başkaları (ağyar), yalnızlığı ise sadece kişinin kendisi (yâr) fark eder.
- Bir dağın yer değiştirdiğini duyarsanız inanınız, ancak bir insanın huyunun değiştiğini duyarsanız asla inanmayınız, çünkü insan hep yaratıldığı hal üzeredir.(ss.123)
- Kelebeğin mumun ateşinde yanması yanmayı beceremeyenler için bir teselli kaynağı değildir, sadece imrenilesidir.
Isınmak için değil, ışıtmak için yanar kelebekler. Çığlık atmadan sessizce kavrulurlar yarin ateşinde... - Yalnızlık kişinin kendisiyle buluşması... kendisiyle tanışması... kendisini tanıması... Demem o ki yalnızlık kişinin sürülere karşı kendisini koruması, onlardan kaçması değil, bilakis sürülerin içine atılmışken, tam da sürülerin içinde iken kendini farketmesi...
- Yalnızlık... ayrılığın yitimi... âdeta vuslat... kişinin kendisine kavuşması... ışkın ve aşkın ta kendisi... bir tür cinnet sayılması da bundan...