Devlet-aydın-halk üçgeninin yerini artık yönetim-siyasi partiler-toplumsal katılım üçgeninin aldığını vurgular; bu geçişin aynı zamanda halk kavramından bireyler ve sivil toplum kavramına geçişi simgelediğini söyler. Bu değişimin aydınların konumundaki bir değişimi de haber verdiğini, halkı cehalet ve tutuculuktan kurtarmak isteyen modernist batıcı aydın ile sömürüden kurtarmak isteyen solcu politik aydının zamanını doldurmuş olduğunu savunur. Burada bir şeye, kavramların ardında silinip giden bir şeye dikkat etmek gerekiyor: bu tartışmada cehalet ve tutuculuk gibi sömürü de artık yalnızca bir imajdan, bir ideolojiden ibaret kalmıştır. Tahliller ve politika, devletçi sol söylemin eleştirisi üzerine temellendirilmiştir; ama diğer yanda,bu kurgu içinde Sömürü, geçmişin solcu politik aydınını nitelemenin, onun iktidarla ilişkisini, devletçilikten ve halkçılıktan beslenişini ifade etmenin ötesinde hiçbir anlam taşımaz.
Diğer Nurdan Gürbilek Sözleri ve Alıntıları
- Geçip giden zaman genellikle erkek, geçmişte kadındır Tanpınar'da. Erkek unutkan; kadın biriken, biriktiren, "velüt" ve "yekpare" zaman.
- 1. Okumak denen deneyimin bir yönü metni sahiplenmeye, onu kendi imgelerimize çe-virmeye itiyorsa bizi, bir başka yönü de metnin kurduğu mesafeyi kabul etmeyi gerektir. (s.11)
- 4. Yüzümüzü geçmişe dönmek, onun yüzünün bize dönmesi anlamına gelmeyebilir. (s.13)
- 5. Sanatı, " maziyi açacak bir anahtar" olarak gördü; gerçekleştirdiği ise, geçmiş kaybını, sanatı besleyen bir kaynağa dönüştürmekti. (s.13)
- 7. Şu soruyu sormuştu Tanpınar: "Neden geçmiş bizi bir kuyu gibi çekiyor?" Nerede ol-duğunu hatırlayamadığım bir yerde Nietzsche söylemişti sanırım: " İnsan bir kuyuya bakarsa, kuyu da ona bakar." Suyu çekilmiş, kurumuş bir kuyu olmalı Nietzsche'ninki. Tanpınar'ın kuyusunun dibinde ise hep bir su birikintisi vardır; tıpkı bir ayna gibi, ba-kana kendi yüzünü yansıtır. (s.15)
- 8. "Dinleyici hikâyeyi dinlerken kendini ne kadar unutursa, dinledikleri hafızasına o kadar yer eder." (s.16)
- Sanatçılar insan ruhunun doktorlarıdır. Delirtmek de iyileştirmek de onların elindedir .
- Büyürken hepimiz için birer dayanaktır sevdiğimiz yazarlar. Ebeveynlerimizden kaçıp sığındığımız, kendimiz seçtiğimiz için daha çok önemsediğimiz gerçek ebeveynlerimiz.
- Kişiye ayna tutan şeydir bakış; onu bütünleyen, tam olduğunu hissettiren şey.
- Yazarlar konuşamayanlar için de konuştuklarına inanmak ister.