Can veren bir hasmın başucunda o günleri, hep benim aleyhime işleyen işleri hatırlamaktan sıkılıyorum. Sanki Azrail ile bir olup: Hadi bağırsana şimdi, küfretsene, tehdit etsene der gibiyim. İçimin bir yanında Muhtar'a karşı yıllarca biriken husumetin kara tortusu; öte yanında artık dünyasını terketmekte olan şu zavallı gövdeye duyduğum merhamet.
Muhtar'ı kâh cehennemin leylim çukurlarına yuvarlıyor, kâh gözyaşları içinde affediyorum. Dilimle ne kadar Affettim, hakkımı helâl ettim desem de içimde yine yatışmayan, hakkından vazgeçmeyip intikam isteyen bir taraf var.
Diğer Mustafa Kutlu Sözleri ve Alıntıları
- Gülün ömrü de kısadır.
Bu ömrü kısa gül, herhalde koklanınca gül kokusu duyulan güldür.
Malum, ömrü uzun ama koklanınca gül kokusu duyulmayan güller de var. - Gülün ömrü de kısadır.
Bu ömrü kısa gül, herhalde koklanınca gül kokusu duyulan güldür.
Malum, ömrü uzun ama koklanınca gül kokusu duyulmayan güller de var. - Kalabalıkta kimsenin yüzü kendinin değildir, bilirsin.
- "Kalabalıkta kimsenin yuzu kendinin degildir, bilirsin"
- İstanbul böyledir."Yaşanmaz burada" der, çeker gidersin; üç gün geçmeden özlersin.
- "Ne zaman o tahta sıralara oturdum? Ne zaman o bankanın adına sırtımı verdim?" [s. 9]
- "Tâ Adem atamızdan bu yana sürüp gelen zaman bitti; mekân değişti." [s. 143]
- "Ne zaman o tahta sıralara oturdum? Ne zaman o bankanın adına sırtımı verdim?" [s. 9]
- "Tâ Adem atamızdan bu yana sürüp gelen zaman bitti; mekân değişti." [s. 143]
- Geceler gebedir, meşime-i şebden neler doğar bilemeyiz.