Bütün bunları biraz da sıkılarak anlatıyorum. Çünkü çağımızda, bir şey anlatmanın önemi kalmadı. Sır dönemi kapandı. Alenilik salgını yüzünden, medyatik ifşaat ve teşhir çılgınlığı yüzünden, monotonluğun sistemleştirilmesi yüzünden... her şey otomatikman pornografikleşti. Şeffaflığın ilkeselleştirilmesi de yapılan işlerin faziletliliğine duyulan güvenin açığa çıkmasını kolaylaştıracağı yerde, arsızlığın rahatça ilanına vardı. Merak preslendi, bereketini yitirdi. Her şey ulu orta olunca, sebepsizlik ve sonuçsuzluk neşet etti ve kanıksandı. Görünmek de saklanmak da büyük birer mesele haline geldi. Meşhur mu oldunuz, demek ki yanlış anlaşıldınız. Kayıplara mı karıştınız, bu sizin sorununuz. (S. 50)
Diğer Murat Menteş Sözleri ve Alıntıları
- Mezar taşlarındaki ölüm tarihleri,ölülerin bizi kaç yıldır beklediğini gösterir.
- Aşk, paradoksal olarak romantik bir eşitsizlikle ilerliyordu. İki kişinin birbirini aynı yoğunlukta sevmesi imkansız. Dolayısıyla aşkta acılar ve sevinçler hakkaniyetli paylaşılmaz. Aşk adil değildi. Demokratiklik ve özgürlükçülüğün kıyısından bile geçmiyordu. Dahası istikrar ve kalıcılıktan da nasipsizdi. Sana en şiddetli tokatı patlatacak eli okşamaktan ibaretti!
- '' Hayat nasıl gidiyor? ''
''Yaşayan birine sor. '' - Yağmurdan sonra mezarlık, ölüler parfüm sıkmış gibi kokuyor.
- Bendeniz, son tahlilde, hayvanseverlikte karar kılmış bir insan sarrafıyım.
- "Yaşamak ölülerin de hakkı."
- Hayatın hazırlık aşaması ömür boyu sürer. Tam yaşamaya başlayacağın sırada sahadan şutlanırsın.
- Kendime "siz" diye hitap ederim. Saygınlığın ilk kuralı budur. Kendinizle aranıza mesafe koymazsanız, başkalarından bunu bekleyemezsiniz.
- Ne yazık ki aşk hayalin çocuğu, hayal kırıklığının annesidir.
- "İbo" diye çağrılmaktan hiç hoşlanmazdım, bu kesin fakat işte adımın akçe ile sigortalanmış olması da canımı sıkıyordu.