Bu fısıltı halindeki sesle gaşyoluyor ve titri - AlıntıSöz

Bu fısıltı halindeki sesle gaşyoluyor ve titriyordu. Karanlıktaki kadın çok yakında, yanı başındaydı. Selim kendi yüreğinin atışıyla birlikte onun kalb çarpıntılarını da duyuyordu. Niçin başını çevirip bakmıyordu? Çünkü içinden gelen bir kuvvet böyle emrediyordu. Bu meçhul kadının sesi şimdi daha kuvvetli, daha ürpertici, daha esrarlı ve amirdi:

Kalbin benim olsun diyorum, çünkü mukadder.
Cismin sana yetmez mi? Çabuk kalbini sök, ver!
Yoktur öte alemde de kurtulmaya bir yer!
Mutlak seveceksin beni, bundan kaçamazsın...

Selim birdenbire unutulmuş eski bir sevgiliyi hatırlar gibi oldu. Ses onun sesiydi. Enerjik bir zihin hamlesiyle eskiden az beya çok gönül yakınlığı duyduğu bütün sevgilileri aklından geçirdi. Bu ses onlardan hiçbirisinin değildi. Fakat tanıdığına o kadar emindi ki yanılmasına imkan yoktu. Hatırlamak istedikleri bir adı düşünen, bulamayan, dilinin ucuna kadar geldiği halde söyleyemeyen insanların sıkıntısı ile elini alnına götürdü. Evet, biliyordu... Bu sesi çok iyi biliyordu. Hatta işitmiş olduğu yeri de hatırlıyordu. Fakat içindeki garip bir duygu bu biliş ve hatırlayışın zamanını çok eski, inanılmayacak kadar eski zamanlara götürüyordu. Alnındaki eli yağmurla ıslanırken ses yeniden hitaba başladı:

Ram ol bana, ruhun yeni bir aleme girsin...
Yazmış kaderin: Aşkıma ömrünce esirsin.
Aklınla, şuurunla, hayalinle bilirsin:
Mutlak seveceksin beni, bundan kaçamazsın!

Diğer Hüseyin Nihal Atsız Sözleri ve Alıntıları