Bob, hasta babasının ölümünden sonra muazzam bir servete konacağını öğrenince bu servetin tadını birlikte çıkarabileceği bir kadın bulmaya karar verir. bir gece bekarlar barına gider ve orada hayatında gördüğü en güzel kadınla karşılaşır. kadının güzelliği nefesini kesmiştir. yanına gider, sıradan biri gibi görünüyor olabilirim der, ancak babam bir-iki hafta içinde ölecek ve bana yirmi milyon dolar bırakacak. kadın çok etkilenir ve o gece bardan Bob'la birlikte ayrılır. üç gün sonraysa Bob'un üvey annesi olur.
Diğer Daniel Klein Sözleri ve Alıntıları
- " Hep birisi olmak istedim. Daha belirgin bir hedef koymalıymışım, şimdi anlıyorum. "
- Bir kadın, bir adama, kendisine domuz dediği için hakaret davası açmıştır. Adam suçlu bulunur ve tazminat ödemeye mahkûm edilir. Dava bitiminde adam yargıca, "Yani ben artık Bayan Harding'e domuz diyemeyecek miyim?" diye sorar.
"Öyle." der yargıç.
"Peki, bir domuza Bayan Harding diyebilir miyim?"
"Tabii." der yargıç. "herhangi bir domuza Bayan Harding diyebilirsiniz."
Adam bunun üzerine Bayan Harding'e bakar, "İyi günler dilerim, Bayan Harding." der. - Birgün senatör yerlilere konuşma yapmaya, oy istemeye gider. halka,
- size yeni kumarhaneler açacagım
der. Halk;
- Hoyaaa, Hoyaaa diye yanıtlar.
tekrar,
-size iş imkanları getirecegim, der.
halk tekrar,
- Hoyaaa, Hoyaaaa der.
konuşmadan sonra senatör etrafı gezerken bi öküz sürüsü görür ve ilgili görünmek istediğinden çiftlik sahibine;
- yakından bakabilir miyim? der.
çiftlik sahibi elini yere işaret ederek ;
- peki ama HOYAlara basmamaya dikkat edin der. - " Hep birisi olmak istedim. Daha belirgin bir hedef koymalıymışım, şimdi anlıyorum. "
- Bir kadın, bir adama, kendisine domuz dediği için hakaret davası açmıştır. Adam suçlu bulunur ve tazminat ödemeye mahkûm edilir. Dava bitiminde adam yargıca, "Yani ben artık Bayan Harding'e domuz diyemeyecek miyim?" diye sorar.
"Öyle." der yargıç.
"Peki, bir domuza Bayan Harding diyebilir miyim?"
"Tabii." der yargıç. "herhangi bir domuza Bayan Harding diyebilirsiniz."
Adam bunun üzerine Bayan Harding'e bakar, "İyi günler dilerim, Bayan Harding." der. - Birgün senatör yerlilere konuşma yapmaya, oy istemeye gider. halka,
- size yeni kumarhaneler açacagım
der. Halk;
- Hoyaaa, Hoyaaa diye yanıtlar.
tekrar,
-size iş imkanları getirecegim, der.
halk tekrar,
- Hoyaaa, Hoyaaaa der.
konuşmadan sonra senatör etrafı gezerken bi öküz sürüsü görür ve ilgili görünmek istediğinden çiftlik sahibine;
- yakından bakabilir miyim? der.
çiftlik sahibi elini yere işaret ederek ;
- peki ama HOYAlara basmamaya dikkat edin der. - Bildiğinizi düşündüğünüz şeyleri bildiğinizi nasıl bilirsiniz? "Biliyorum işte" yanıtını bir kenara koyduğunuzda geriye kalan epistomolojidir.
- Şu anki durumdan bir olaylar zinciri nedeniyle gerçekleşeceğini varsaymasaydık hiçbir şeyden anlam çıkartamazdık. Hayat, olayların herhangi bir tutarlı düzen izlemediği David Lynch'in Mulholland Çıkmazı filminde yaşamaya benzerdi. Dünya hakkında hiçbir önermede bulunamaz veya yargıya varamazdık çünkü dünyanın dakikası dakikasına tutacağına güvenemezdik.
- Voohooana yerlilerinden birisi, batılı bir antropologa, 2+2=5 der. Antropolog merakla bu sonuca nasil ulastigini sorar.'Sayarak elbette.' der yerli. 'Önce bir ipe iki düğüm attım. Sonra başka bir ipe iki düğüm daha attım. İki ipi birbirine bağladım, beş düğüm etti.'
- İyi ve kötünün ne olduğunu belirlemek etiğin alanına girer. Ayrıca etik, dini görevlilerin, uzman tayfasının ve ebeveynlerin boş durmasını engellemeye yarar. Çocukların ve filozofların boş durmasını engelleyense din görevlilerine, uzman tayfasına ve ebeveynlere "Niçin?" sorusunu sormalarıdır.