bizim büyük çaresizliğimiz nihal'e aşık olmamız değil, sesimizin dışarıdaki çocuk seslerinin arasında olmayışıydı.
Diğer Barış Bıçakçı Sözleri ve Alıntıları
- Siz de bilirsiniz, anlatmaya değer şeyleriniz olduğunu, bir gün bunları anlatacağınızı düşünmek ne güzeldir ve bu düşünce bir kez yer etti mi nasıl da perişan eder insanı! Şu dünyadaki en yüksek mertebe olan okurluk mertebesi size yetmemeye başlar. Dünya olmak istersiniz.
- Aforizma belki bilmek demek değildir ama bilmek çabasıdır, ona en azından bir başlangıç önermesine verilen değeri vermek gerekir. Şu da yeteri kadar açık değil mi: Aforizma modern insanın kullandığı bir ağrı kesicidir. Hiç olmanın ağrısını dindirir. Sonra ağrı yine başlar.
- Halbuki sızıntı hep vardır, ip gibi, yaşadıklarımızdan, okuduğumuz kitaplardan, seyrettiğimiz filmlerden zihnimize akan bir şeyler hep vardır.
- Benden okumak için kitap önermemi isteyenlerin kalbimi de istediklerini sanıyordum, hâlâ öyle!
- Birlikte geçirdiğimiz o güzel günlere ne olmuştu? Benim aklım hep o günlerdeydi. Ne olmuştu o günlere? Yaşanan şeyler ne olur Çetin, nerede durur? Hatırlamaya ve belleğe ilişkin eğretilemeler beni kesmiyor. Tozlu tavan arasına girmek, eski bir sandığı açmak, sararmış bir defterin sayfalarını çevirmek filan diyorum, beni kesmiyor. Geçmişimizle bağlantı kurmanın tek yolu hatırlamak mıdır? başka bir eylem yok mu, olamaz mı?
- "Yaşamak ilerlemek olamaz diye düşünüyor Cemil, ama geride bırakmak olabilir..."
-Sinek Isırıklarının Müellifi - "Evet, yolun sonunda iki adam, şiirin bile fayda etmediği çünkü şiir çaredir bir bakıma ölüme, özellikle de son dize ve her şeye çengel atan kafiye."
- "Matematikçiler düz basit bir çizgi çiziyorlar. çizginin bir ucuna (-) sonsuz bir ucuna (+) sonsuz yazıyorlar. bu bir sayı doğrusu. Matematiksel sonsuz. Her şey mümkün alıyor musun? Sonra bu sayı doğrusuna teğet bir çember çiziyorlar. Ardından çemberin tepe noktasıyla sayı doğrusunun üzerindeki rastgele bir noktayı birleştirerek , doğru üzerindeki her noktanın çember üzerinde tek bir noktaya karşılık geldiğini, benzer şekilde çember üzerindeki herhangi bir noktanın da sayı doğrusu üzerinde tek bir noktaya karşılık geldiğini gösteriyorlar. Matematikçiler sabırlıdır, birebir eşlemeye bayılırlar. Böylelikle sonsuz sayı doğrusunu sınırlı ve kapalı bir şekle yani bir çemberle eşleştirmiş oluyorlar. Cemal bunu gördüğünde müthiş seviniyor. Çünkü kapalı ve dairesel şeyleri seviyor. Sonsuzluğun ve hayatın dairesel olduğunu hiç hareket etmeden sonsuzluğa ulaşılabileceğini büyük sırrın bu olduğunu anlıyor." (Syf.124)
- "Yalnızlık mı? Milyarlarca insanın adı geçiyor bu bahiste!"
- Yalnızlık mı? Milyarlarca insanın adı geçiyor bu bahiste!