Bir çok şehir İslam topraklarında kendilerinden daha misafirperverinin bulunmadığını iddia eder, ama sadece Semerkant sakinleri bu unvana layıktır. Bildiğim kadarıyla hiçbir seyyah barınmak veya beslenmek için para ödemek zorunda kalmamıştır bugüne dek; misafirlerini veya muhtaçları ağırlamak için bütün servetini harcamış nice aileler tanıyorum. Yine de onların kendilerine pay çıkartıp böbürlendiklerini duymazsın asla. Her köşe başında göze çarpan ve yoldan gelip geçenler susuzluklarını giderebilsin diye sürekli soğuk suyla dolu olan çeşmeleri sayısı iki bini geçer. Kimi pişmiş topraktan kimi bakırdan veya çinide yapılmıştır ve hepsi Semerkantlıların hayratıdır; insanların hayır duasını alabilmek için bir kişi bile bu çeşmelerin üzerine adını yazdırmaya tenezzül eder mi sanıyorsun?
Diğer Amin Maalouf Sözleri ve Alıntıları
- İnsanın kendi iç hesaplaşmalarıyla tamamen baş başa kalmak istediği anlar vardır ve o noktada en küçük bir dış müdahale bile saldırı gibi algılanır.
- Hiçbir sultan benim kadar mutlu, hiçbir dilenci benim kadar mutsuz değil...
- zamanın iki boyutu vardır;
uzunluk güneşin hareketine,genişlik tutkulara bağlıdır.
ÖMER HAYYAM - Onurlu bir adam, susuzluğunu giderdiği kuyuya taş atmaz!
- Kralına karşı haklı olan bir vekil, kocasına karşı haklı olan bir kadın, subayına karşı haklı olan bir nefer, bunların hepsi iki kat cezaya çarptırılmaz mı? Zayıflar için haklı olmak bir suçtur.
- Demişsin ki : ''Bazen camiye giderim,orası gölgeliktir,güzel uyku çekilir''
-Sadece Rabbi'yle barış içinde olan bir adam ibadethanede rahatça uyuyabilir. - ''Titanic güvertesinde Rubaiyat! Batı'nın gözbebeği Doğu'nun nadide çiçeğini taşıyor! Hayyam, bize nasip olan şu güzel ânı keşke kalkıp görebilseydin!''
- Amin MAALOUF / Semerkant - Tanrı uzakta değil, oğlum. Bu insanların seni kendi kinleri doğrultusunda gütmelerine izin verme, kendi kendine kaldığında ve Tanrı huzurunda yüzünü kızartmayacak şekilde davran...
- Ölmüş atalarla her zaman pek bağdaştıramadığımız afacanca bir mutluluk yayılıyor bu fotoğraftan çevreye. Onlar yaşamdan, bizim aldığımızdan daha azını alıyorlardı; ama çok da az şey bekliyorlardı ondan ve geleceği biçimlendirmeye, bizim kadar çalışmıyorlardı. Biz, kalıcı bir mutluluk sözü alarak doğduğuna kendini inandırmış o küstah kuşaklardanız. Söz mü? Peki, kim vermiş bu sözü?
- "Herkes ötekilerin duasını sustursun diye kendi tanrısına yakarıyordu."