Bir evin yapılmasını istemiyorsan,ahşap ve çivileri sakla.Eğer politik bakımdan mutsuz bir adam istemiyorsan,kaygılandıracak bir soruda ona iki bakış açısı verme,birini ver.Daha da iyisi hiç verme.Bırak savaş gibi bir şeyin var olduğunu unutsun.Eğer devlet yetersizse,havaleliyse ve vergi delisiyse,insanların devlet üzerine endişelenmesindense bırak böyle olsun.Onlara yarışmalar düzenle,en popüler şarkıların sözlerini,devletlerin başkentlerini veya Iowa'da geçen yıl ne kadar mısır yetiştirildiğini bilerek kazansınlar.Onları patlamalarına neden olmayacak bilgilerle doldur,öyle lanet olası olaylarla tıka basa yap ki,kendilerini bilgileriyle gerçekten zeki hissetsinler.Sonra düşündüklerini hissedecekler,hiç kımıldamadan hareket ettikleri hissine kapılacaklar ve mutlu olacaklar,çünkü bu tür olaylar değişmezler. Olayların bağlantılarını kurmaları için onlara felsefe veya sosyoloji gibi kaypak şeyler verme.O zaman melankolik olurlar.Bugünlerde birçok adamın yapabildiği gibi,tv duvarını ayırıp tekrar birleştiren kişi,insanı kaba,hayvansı hissettirmeden ölçülüp biçilemeyecek olan evreni ölçüp biçmeye çalışan kişiden daha mutludur...
Diğer Ray Bradbury Sözleri ve Alıntıları
- -Ve biliyor musun neyi?
+Neyi?
-Insanlar hiçbir şey konuşmuyorlar. - Bir yerlerde bir müzik çalıyor
Dinleyin,onun sesine kulak verin
Çaldığı melodiyi ezberleyebilirseniz
Sonsuza dek dans edebilirsiniz
Haziran'da
Ve bir diğer Haziran'da...
Ve daha nice Haziran ayında... - Yaz ortasında otlağa düşen bir yıldırım parlaklığındaki neşeli gözlerini ona dikmiş, karşısındaki adam da tıpkı kendisi gibi hatıraların sürükleyip getirdiği o mucizevi dalgaların birinden çıkmış gibi, şöyle demek istiyordu sanki: "Beni hatırladın mı?"
"Hatırladım!" diye geçirdi içinden Cardiff.
"Emin misin?"diye sorduğunu duydu kızın adeta.
"Evet, eminim!" diye bağırdı, sadece kendi zihninde yankılanan bir sesle. "Günün birinde seni hatırlamayı ummuştum hep."
"Peki öyleyse," diyordu kızın gözleri, "artık dostuz. İlk karşılaşmamıza gelince, kim bilir, belki de başka bir zaman diliminde gerçekleşmişti." - Ne kadar çok insan var, diye düşündü. Bizim gibi milyarlarca insan var, ne kadar fazla. Kimse kimseyi bilmez. Yabancılar gelip seni rahatsız ederler. Yabancılar gelir, yüreğini kesip alırlar. Yabancılar gelir kanını alırlar.
- "Kitaplar bize ne tür eşekler ve aptallar olduğumuzu hatırlatmak içindir."
- Kitaplar bir tür depo gibidir ve biz onlarda unutacağımızdan korktuğumuz şeyleri saklarız.
İçlerinde büyülü bir şey yoktur. Büyü sadece o kitapların anlattıklarındadır.. - Kitaplar bir tür depo gibidir ve biz onlarda unutacağımızdan korktuğumuz şeyleri saklarız. İçlerinde büyülü bir şey yoktur. Büyü, sadece o kitapların anlattıklarındadır, evrenin parçalarını birleştirip bize nasıl elbise gibi sunduklarındadır.
- Kitaplarda bir şeyler olmalıydı, hayal edemeyeceğimiz şeyler, kadının yanan bir evde kalmasını sağlayacak bir şeyler; orada bir şeyler olmalı. Bir hiç için kalmazsın.
- Çoğumuz dünyayı dolaşıp herkesle tanışamayız, bütün şehirleri göremeyiz. Bunun için zamanımız, paramız ve bu kadar çok arkadaşımız yoktur. Aradığın şeyler, Montag, dünyada, fakat vasat bir insan için onların yüzde doksan dokuzunu görmenin yolu kitaplardan geçer.
- Her seyin yanlis oldugunu anladigi icin aglamaya basladi, ölüm icin degil, fakat ölüm karsisinda aglayamadigi düsüncesi icin.