Bilmem dikkatinizi çekiyor mu; etik kelimesi günlük dilden (yazı ve konuşma) ahlâk kelimesini neredeyse kovdu, çıkardı. Neden acaba? Öküz altında buzağı aramadan ilk ağızda şunlar söylenebilir: Ülkedeki yabancı dil hayranlık ve hakimiyeti; sözü etkili kılmak için cümle aralarına serpiştirilen yabancı kelime düşkünlüğü bunu tetiklemiş olabilir. Böyle prestij olan (bakın ben dahi kullandım, yerli yerinde) binlerce kelime var: Risk gibi finans gibi vb. Dil bahsine dalmadan konuya dönelim. İkinci sebep ve bence asıl sebep ahlâkın din çağrışımlı olmasındandır. Konuşanlar ve yazanlar nedense bundan uzak duruyor, güya nötr bir söylemi tercih ediyorlar. Öyle ya ahlâk denilince (bilhassa ülkemizde) Allah, peygamber, cennet-cehennem peşi sıra gelecektir. Etik, bir hamlede bunları saf dışı ediyor ve aslında daha da önemlisi pek de anlaşılmadan muğlak bir ifade getirerek işi yumuşatıyor. O kadar yumuşatıyor ve hatta eğip-büküyor ki; bazı Türkçe fukaraları şık mânasına dahi kullanıyorlar. Misal: Başkanın yerinden kalkıp olaya müdahalesi hiç etik olmadı. s.37
Diğer Mustafa Kutlu Sözleri ve Alıntıları
- Gülün ömrü de kısadır.
Bu ömrü kısa gül, herhalde koklanınca gül kokusu duyulan güldür.
Malum, ömrü uzun ama koklanınca gül kokusu duyulmayan güller de var. - Gülün ömrü de kısadır.
Bu ömrü kısa gül, herhalde koklanınca gül kokusu duyulan güldür.
Malum, ömrü uzun ama koklanınca gül kokusu duyulmayan güller de var. - Kalabalıkta kimsenin yüzü kendinin değildir, bilirsin.
- "Kalabalıkta kimsenin yuzu kendinin degildir, bilirsin"
- İstanbul böyledir."Yaşanmaz burada" der, çeker gidersin; üç gün geçmeden özlersin.
- "Ne zaman o tahta sıralara oturdum? Ne zaman o bankanın adına sırtımı verdim?" [s. 9]
- "Tâ Adem atamızdan bu yana sürüp gelen zaman bitti; mekân değişti." [s. 143]
- "Ne zaman o tahta sıralara oturdum? Ne zaman o bankanın adına sırtımı verdim?" [s. 9]
- "Tâ Adem atamızdan bu yana sürüp gelen zaman bitti; mekân değişti." [s. 143]
- Geceler gebedir, meşime-i şebden neler doğar bilemeyiz.