Biliyorsunuz Birinci Dünya Savaşı'nda Almanlarla beraberdik. Çanakkale Cephesi Komutanı da Alman Mareşal Liman Von Sanders'ti. Sanders günlerden bir gün cepheyi teftişe geldi. Mehmetçikler önünde dizilmişti. Sıranın başındaki askere sordu: İyi savaşıyor musun? Evet dedi Mehmetçik. Peki niçin savaşıyorsun? Cevap, Mehmetçiğin Allah'a yakınlığını haykırıyor. Dedi ki: Allah rızası için. Alman Mareşal Liman Von Sanders çarpıldı âdeta. Sırada dizili askerlerin en az on tanesine aynı soruları sordu ve bir birine yakın cevaplar aldı. Allah rızası için savaştıklarını söylediler. Sonunda mareşal, subaylarımıza döndü ve: Bravo beyler, dedi, yaptığı işi Allah için yapan evlâtları olan bir millet mahvolmaz.
Diğer Yavuz Bahadıroğlu Sözleri ve Alıntıları
- Her kalabalığın içinde yalnızlar var...
Her anonim sevgiyle kuşatılmış meşhurlar arasında, bireysel sevgiyi arayan sevgisizler olduğu gibi... - Eğer yüreğinizin içinde hasret, beyninizin kıvrımları arasında "Ne olacağım?" kuşkusu varsa ve ne yüreğinizi, ne beyninizi çözecek birileri bir türlü karşınıza çıkmamışsa, sonsuz yalnızsınızdır...
Eğer yanınızdaki duygularınıza değil, işlevinize kilitlenmişse yalnızlığınız sonsuzluğa bürünüp hayat boyu nemlendirir gözlerinizi... - İnsan yalnızlığını yenmek için başarıya kilitlenir. Hazin ki başarılı olduğu ölçüde de yalnızlaşır...
- Eğer yüreğinizin içinde hasret, beyninizin kıvrımları arasında "Ne olacağım?" kuşkusu varsa ve ne yüreğinizi, ne beyninizi çözecek birileri bir türlü karşınıza çıkmamışsa, sonsuz yalnızsınızdır...
Eğer yanınızdaki duygularınıza değil, işlevinize kilitlenmişse yalnızlığınız sonsuzluğa bürünüp hayat boyu nemlendirir gözlerinizi... - İnsan yalnızlığını yenmek için başarıya kilitlenir. Hazin ki başarılı olduğu ölçüde de yalnızlaşır...
- Mark Twain der ki: "hepimiz dünya denen devasa bir çöplükte yaşıyoruz, ama bazılarımız yıldızlara bakıyor."
- Bu kişver-i Rum bir ser-i püşide-i arus-i pur namustur ki, iki damad hutbesine tab götürmez. (Osmanlı Devleti öylesine namuslu bir gelindir ki, iki damat istemez)...
- Hürrem Sultan'ın Harem'e alınmadan önceki adı; Aleksandra Lisowska'dır. Güler yüzlü olduğu için "Hürrem" adı verilmiştir.
- Eski tarihçilerimizden Peçevi'nin "Güneş farz-ı muhal erkek olsaydı, Harem'e doğmasına izin verilmezdi" şeklindeki sözleri meşhurdur.
- İmkansıza aşık olan deha, her eserinde "imkansız"ı denemiş ve gerçek hayatta yapamadığını yapıp "zıtların estetik uyumunu" yakalamıştır. "Ve minel aşk!" Unutmayın: Sanat, "sonsuz"un ve "aşk"ın adıdır....