Ben Kabil'de, dördüncü sınıftayken, babam ev işlerine yardım etmesi için Ziba adında bir kadın tuttu. İran'da, Meşat'ta bir kız kardeşi vardı; Ziba okuma yazma bilmediği için arada bir, kız kardeşine mektup yazmamı isterdi. Kardeşinden gelen mektupları da bana okuturdu. Bir gün, okuma yazma öğrenmek ister misin, diye sordum. Göz kenarlarını kırıştıran o koca gülümsemesiyle bana baktı, çok isterim, dedi. Böylece çalışmaya başladık; ben ödevlerimi bitirince mutfak masasına oturur ona alfabeyi öğretirdim. Bazen, defterlerden başımı kaldırınca, Ziba'nın düdüklü tenceredeki eti kanştırdıktan sonra, elinde bir kurşun kalem, masanın başına geçtiğini, ona bir gün önce verdiğim ödevi yaptığını görürdüm. Her neyse, bir yıla kalmadan, Ziba çocuk kitaplarını okumayı söktü. Bahçede otururduk, bana Dara ile Sara'nın masallarını okurdu - tane tane ama hatasızca. Bana Muallim Süreyya demeye başlamıştı - Süreyya Öğretmen. Hafifçe güldü. Çocukça olduğunu biliyorum, ama Ziba'nın kendi mektubunu ilk yazdığı gün anladım: İstediğim tek şey öğretmen olmaktı. Onunla öyle gururlanıyordum ki; aynı zamanda da gerçekten değerli bir şey yaptığımı hissediyordum. Anlıyor musun? Evet, diye attım. Okuryazarlığımı Hasan'la alay etmek için kullanışımı düşündüm. Bilmediği bir sözcükle karşılaştığında, onu nasıl işlettiğimi.
Diğer Khaled Hosseini Sözleri ve Alıntıları
- "...Yalnızca bir günah vardır, tek bir günah. O da hırsızlıktır. Onun dışındaki bütün günahlar, hırsızlığın bir çeşitlemesidir."
- "Bir insanı öldürdüğün zaman, bir yaşamı çalmış olursun. Karısının elinden bir kocayı, çocuklarından bir babayı almış olursun. Yalan söylediğinde, birinin gerçeğe ulaşma hakkını çalarsın. Hile yaptığın, birini aldattığın zaman doğruluğu, haklılığı çalmış olursun."
- Yalnızca bir günah vardır, tek bir günah. O da hırsızlıktır. Onun dışındaki bütün günahlar, hırsızlığın bir çeşitlemesidir. Bir insanı öldürdüğün zaman, bir yaşamı çalmış olursun. Karısının elinden bir kocayı, çocuklarından bir babayı almış olursun. Yalan söylediğinde, birinin gerçeğe ulaşma hakkını çalarsın. Hile yaptığın, birini aldattığın zaman doğruluğu, haklılığı çalmış olursun .
- "Pusulanın hep kuzeyi gösteren ibresi gibi, bir erkeğin suçlayan parmağı da daima, bir kadını gösterir. Her zaman. Bunu hiç unutma Meryem..''
- "Bu kentin ne çatılarını ışıldatan ayları sayabilirsin,
Ne de duvarlarının gerisine gizlenen bin muhteşem güneşi." - YAŞAM BİR TRENDİR ATLA
- ''Yalanla kendini kandırmaktansa
gerçekle yüzleşmek iyidir.'' - Tıpkı şairin dediği gibi; Aşkın en pürüzsüz göründüğü an, dertler bastırıverdi.
- ..Yalnızca bir günah vardır, tek bir günah. O da hırsızlıktır. Onun dışındaki bütün günahlar, hırsızlığın bir çeşitlemesidir."
"Bir insanı öldürdüğün zaman, bir yaşamı çalmış olursun. Karısının elinden bir kocayı, çocuklarından bir babayı almış olursun. Yalan söylediğinde, birinin gerçeğe ulaşma hakkını çalarsın. Hile yaptığın, birini aldattığın zaman doğruluğu, haklılığı çalmış olursun." - " Meryem elleri dizlerinin arasında, kanepede yattı, camın önünde girdap gibi dönen, çevrilen tipiyi seyretti. Aklına Nana'nın bir keresinde söylediği bir şey geldi; her bir kar tanesinin. dünyanın bir yerinde haksızlığa uğrayan bir kadının ağzından dökülen bir ah olduğunu.Bütün bu iç geçirmeler gökyüzüne yükseliyor, bulutlar halinde toplanıyor, sonra minicik parçalara bölünüp sessizce aşağıya, insanların üstüne yağıyordu.
Bizim gibi kadınların neler çektiğinin göstergesi, demişti.Başımıza gelen her şeye nasıl sessizce katlandığımızın. "