?ben,? dedi kız ona, ?her şeye inanabilirim. nelere inanabileceğimi tahmin bile edemezsin.? ?doğru olan şeylere inanabilirim, doğru olmayan şeylere inanabilirim, doğru olup olmadığını kimsenin bilmediği şeylere inanabilirim. noel baba?ya, paskalya tavşanı?na, marylin monroe?ya, beatles?a, elvis?e ve bay ed?e inanabilirim. dinle; ben insanların kusursuzlaştırılabilir olduğuna, bilginin sınırsız olduğuna, dünyanın gizli bankacılık kartelleri tarafından yönetildiğine ve düzenli olarak uzaylılar tarafından ziyaret edildiğine, bu uzaylıların bazılarının kırışık lemurlara benzeyen iyi uzaylılar, diğerlerinin sığırları sakatlayan, suyumuzu ve kadınlarımızı isteyen kötü uzaylılar olduğuna inanıyorum. geleceğin berbat olacağına inanıyorum, geleceğin süper olacağına inanıyorum, bir gün beyaz bizon kadın?ın geri döneceğine ve herkesin kıçını tekmeleyeceğine inanıyorum. bütün erkeklerin yalnızca aşırı büyümüş, büyük iletişim sorunları olan oğlan çocukları olduğuna ve amerika?da seksin eskisi kadar harika olmayışının eyalet bazında arabalı sinema sayısındaki düşüşe paralel gittiğine inanıyorum. bütün politikacıların ilkesiz sahtekârlar olduğuna inanıyorum ve yine de onların diğer seçenekten daha iyi olduğuna inanıyorum. california?nın büyük deprem geldiğinde denize gömüleceğine, florida?nın deliliğe, timsahlara ve zehirli atıklara boğulup dağılacağına inanıyorum. anti bakteriyel sabunun hastalığa ve kire karşı direncimizi yok ettiğine ve bu yüzden bir gün, dünyaların savaşı?ndaki marslılar gibi, sıradan bir nezle yüzünden türümüzün yok olacağına inanıyorum. son yüzyılın en büyük şairlerinin edith sitwell ve don marquis olduğuna, yeşimin kurumuş ejderha spermi olduğuna ve binlerce sene önce, yaşamlarımdan birinde tek kollu sibiryalı bir şaman olduğuma inanıyorum. insanoğlunun kaderinin yıldızlarda olduğuna inanıyorum. şekerin gerçekten de çocukken daha lezzetli olduğuna, bir yaban arısının uçmasının aerodinamik açıdan imkansız olduğuna, ışığın hem dalga, hem parçacık olduğuna, bir yerlerde bir kutunun içinde canlı ve aynı zamanda ölü olan bir kedi bulunduğuna (ama kediyi beslemek için kutuyu açmazlarsa sonunda yalnızca iki ayrı biçimde ölü olacağına) ve evrende, evrenden milyarlarca sene daha yaşlı olan yıldızlar bulunduğuna inanıyorum. benimle ilgilenen, benim için endişelenen, yaptığım her şeye göz kulak olan kişisel bir tanrı olduğuna inanıyorum. evreni harekete geçirdikten sonra kız arkadaşlarıyla takılmaya giden ve benim yaşayıp yaşamadığımı bile bilmeyen aldırışsız bir tanrı olduğuna inanıyorum. nedenleri olan kaosla, arka plan gürültüsüyle ve salt kör talihle dolu boş ve tanrısız bir evrene inanıyorum. cinselliğe aşırı değer verildiğini söyleyen herkesin o işi doğru düzgün yapmamış olduğuna inanıyorum. neler olup bittiğini bildiğini iddia eden herkesin önemsiz konularda da yalan söyleyeceğine inanıyorum. mutlak dürüstlüğe ve sağduyulu sosyal yalanlara inanıyorum. kadınların seçme hakkında, bir bebeğin yaşama hakkında, insan hayatı kutsal olsa da, yasal sisteme kesin olarak güvenilebildiği sürece ölüm cezasında yanlış bir taraf olmadığına ve ancak bir budalanın yasal sisteme inanacağına inanıyorum. hayatın bir oyun olduğuna, hayatın zalim bir şaka olduğuna, hayatın sen yaşarken olanlar olduğuna, bu yüzden arkana yaslanıp zevkini çıkarman gerektiğine inanıyorum.? nefes nefese durdu?
Diğer Neil Gaiman Sözleri ve Alıntıları
- Şarkılar kalıcıdır. Şarkılar süreklidir. Bir şarkı doğru söylendiğinde, imparatorları maskara eder, hanedanları devirir. Şarkıların anlattıkları olaylar ve insanlar, toprağa, düşe ve yokluğa karıştıktan çok sonra bile yaşamaya devam ederler. Şarkıların gücü budur.
- Şişko Charlie çocukken Bayan Dunwiddy'yi ekvator Afrika'sında, iki ayağı üzerine daha yeni doğrulmuş insansı yaratıklara, kalın camlı gözlüklerinin üzerinden ayıplayarak bakarken tahayyül ederdi. Evrim sürecini henüz tamamlamış, tedirgin bir Homo habilis'e "Ön bahçemden uzak dur, yoksa kulağına kemeri yersin," derdi kadın.
- Şişko Charlie birkaç tanrı adı hatırlamaya çalıştı. "Zeus?" diye sordu. Bayan Higgler, çaydanlığın suyun kaynamasını zapt etmeye çalışması gibi bir ses çıkardı. Şişko Charlie, Zeus'un yanlış cevap olduğuna kanaat getirdi. "Eros?" Kadın, patlama gibi başlayıp kıkırdamayla biten bir ses daha çıkardı. "Babanın, tüylü bir alt bezi dışında çırılçıplak, elinde kocaman bir yay ve ok tutan halini gözümün önüne getirdim de..." Biraz daha kıkırdadı. Sonra biraz kahve içti. "Tanrıyken," dedi, "o zamanlar ona Anansi derlerdi."
- Öyküler örümcekler gibidir, uzun bacakları vardır ve öyküler aynı zamanda örümcek ağı gibidir; insan onlara yakalanır ama sabah çiğinde bir yaprağın altında, zarifçe birbirlerine nasıl bağlandıklarını görmek de çok güzeldir.
- "Ben dünyanın gelmiş geçmiş en güçlü, en kuvvetli, en muhteşem adamıyım," demiş Anansi zift adama. "Aslan'dan daha yırtıcı, Çita'dan daha hızlı, Fil'den daha güçlü, Kaplan'dan daha korkuncum."
- Örümcek, şimdiye kadar, tanrıların farklı olduğuna inanmıştı hep: Tanrıların vicdanları olmazdı, vicdana ihtiyaçları da yoktu. Bir tanrının üzerinde yaşadığı dünyayla ilişkisi, oynadığı bilgisayar oyununun tüm yapısını ve oyunu kandırabilecek tüm hileleri bilen bir oyuncunun, o oyunla kurduğu bağ kadar duygusal olabilirdi en fazla.
- Örümcek, şimdiye kadar, tanrıların farklı olduğuna inanmıştı hep: Tanrıların vicdanları olmazdı, vicdana ihtiyaçları da yoktu. Bir tanrının üzerinde yaşadığı dünyayla ilişkisi, oynadığı bilgisayar oyununun tüm yapısını ve oyunu kandırabilecek tüm hileleri bilen bir oyuncunun, o oyunla kurduğu bağ kadar duygusal olabilirdi en fazla.
- "Hayatın anlamı, avının ağzında bıraktığı tat, dişlerinin arasında öğüttüğün et, düşmanının kalanını da leş yiyiciler bitirsin diye güneş altında bıraktığın cesedidir. Hayat budur. Ben Kaplan'ım ve Anansi'den çok daha güçlü, çok daha büyük, çok daha tehlikeli, kuvvetli, acımasız ve bilgiliyim..."
- Eski öykülerde, Anansi de, tıpkı sizin benim gibi kendi evinde yaşar. Tabii açgözlüdür, şehvet düşkünüdür, hilecidir ve yalan söyler. Ama iyi kalplidir, şanslıdır ve hatta bazen, dürüsttür de. Bazen iyidir, bazen de kötü. Ama hiçbir zaman şeytansı bir kötücüllüğü yoktur.
- Çoğu zaman Anansi'den yana olursunuz, çünkü bütün öyküler Anansi'ye aittir. Öyküleri ona Mawu vermiştir. Çok eskilerde, dünyanın şafak vaktinde, Mawu, öyküleri Kaplan'dan alıp Anansi'ye vermiştir ve o gün bugündür öyküleri ince ince Anansi örer.