Bellek ve algılama konularındaki şimdiye dek üzerinde durulmamış kuramlar yeniden gözden geçirilmelidir. Bu kuramlar beyin, sinir sistemi ve duyu organlarının üretici olmaktan çok kısıtlayıcı bir işlev yürüttüğünü belirtiyorlar. Kişi, her an, yaşam boyunca geçirdiklerini anımsayabilir ve evrenin her yanında oluşan her şeyi algılayabilir. Beyin ve sinir sisteminin görevi de, kişinin içinde bir sıkıntı ve şaşkınlık doğmaması için, aslında sürekli olarak algılanıp, anımsanabilecek bu pek gereksiz ve karmaşık bilgilerin arasından yalnızca uygulamada yararı dokunan küçük, özel bir bölümünü ayırmaktır. Bu kuram uyarınca, her birimiz Özgür Zihin'i içimizde taşıyoruz. Fakat hayvansal niteliklerimiz nedeniyle, her durumda yaşamımızı sürdürmekle yükümlüyüz. Biyolojik yaşamı olanaklı kılmak için Özgür Zihin'in beyin ve sinir sisteminin kısıtlayıcı kapısından süzülmesi gerekir. Bu kapıdan geçip, bize ulaşabilenler bilincin ancak gezegenimizin üzerinde yaşayabilmemiz için gereken değersiz bir sızıntısıdır.
Diğer Aldous Huxley Sözleri ve Alıntıları
- Eğer farklıysan, yalnızlığa mahkum oluyorsun.
- *" Optimum toplum" dedi Mustafa Mond , "buzdağı örneğine göre kurulur-dokuzda sekizi su seviyesi altında, dokuzda biri üstünde."
-Su seviyesinin altındakiler mutlu muydu peki?
-Üstündekilerden daha mutludurlar.Buradaki dostlarınızdan daha mutlular, örneğin." Parmağıyla işaret etti.
-"O berbat işlere rağmen mi?"
-"Berbat mı ?Onlar öyle düşünmezler.Aksine işlerini severler.İşleri hafiftir, çocuk oyuncağıdır.Beyinleri ya da kasları asla zorlanmaz.Yedi buçuk saat hafif, yormayan iş,sonra da soma istihkakları,oyunları, sınırsız çiftleşmeleri ve duyusal filmler.Başka ne isteyebilirler ki?Doğru," diye ekledi, "daha kısa çalışma saatleri isteyebilirler.Bizde onlara daha kısa çalışma saatleri verebiliriz.Teknik olarak alt sınıfların iş gücünü üç ya da dört saate indirmek çok basit bir şeydir.Ama bu onları mutlu edebilir miydi? Hayır, etmezdi.Yüz elli yıldan daha uzun bir süre önce denenmişti.İrlanda'nın tamamına dört saatlik iş gücü uygulanmıştı.Sonuç ne oldu? Kargaşa ve soma tüketiminde büyük bir artış hepsi bu . O üç buçuk saatlik boş zaman bir mutluluk kaynağı olmaktan o kadar uzaktı ki, insanlar o boş zamanlarından kurtulmaya çalışıyorlardı."
-Emekçilerin kendi menfaatleri için ; onlara fazladan boş zaman ızdırabı çektirmek zalimlikten başka bir şey olmaz. - Eğer farklıysan, yalnızlığa mahkum oluyorsun.
- *" Optimum toplum" dedi Mustafa Mond , "buzdağı örneğine göre kurulur-dokuzda sekizi su seviyesi altında, dokuzda biri üstünde."
-Su seviyesinin altındakiler mutlu muydu peki?
-Üstündekilerden daha mutludurlar.Buradaki dostlarınızdan daha mutlular, örneğin." Parmağıyla işaret etti.
-"O berbat işlere rağmen mi?"
-"Berbat mı ?Onlar öyle düşünmezler.Aksine işlerini severler.İşleri hafiftir, çocuk oyuncağıdır.Beyinleri ya da kasları asla zorlanmaz.Yedi buçuk saat hafif, yormayan iş,sonra da soma istihkakları,oyunları, sınırsız çiftleşmeleri ve duyusal filmler.Başka ne isteyebilirler ki?Doğru," diye ekledi, "daha kısa çalışma saatleri isteyebilirler.Bizde onlara daha kısa çalışma saatleri verebiliriz.Teknik olarak alt sınıfların iş gücünü üç ya da dört saate indirmek çok basit bir şeydir.Ama bu onları mutlu edebilir miydi? Hayır, etmezdi.Yüz elli yıldan daha uzun bir süre önce denenmişti.İrlanda'nın tamamına dört saatlik iş gücü uygulanmıştı.Sonuç ne oldu? Kargaşa ve soma tüketiminde büyük bir artış hepsi bu . O üç buçuk saatlik boş zaman bir mutluluk kaynağı olmaktan o kadar uzaktı ki, insanlar o boş zamanlarından kurtulmaya çalışıyorlardı."
-Emekçilerin kendi menfaatleri için ; onlara fazladan boş zaman ızdırabı çektirmek zalimlikten başka bir şey olmaz. - Ne kadar çok yama olursa, o kadar az refah olur.
Aldous Huxley - Ruh dedikleri bir şey vardı, bir de ölümsüzlük denen şey...
Aldous Huxley - Ruh dedikleri bir şey vardı, bir de ölümsüzlük denen şey...
Aldous Huxley - Amaçsız çocuklar için sinekler neyse, biz de Tanrılar için oyuz; eğlenmek için bizi öldürüyorlar.
- "Ben keyif aramıyorum. Tanrı'yı istiyorum, şiir istiyorum, gerçek tehlike istiyorum, özgürlük istiyorum, iyilik istiyorum. Günah istiyorum."
"Aslında," dedi Mustafa Mond, "siz mutsuz olma hakkı istiyorsunuz."
"Öyle olsun," dedi Vahşi meydan okurcasına, "mutsuz olma hakkını istiyorum."
"Eklemek gerekirse, ihtiyarlama, çirkinleşme ve iktidarsız kalma hakkını da istiyorsunuz; frengi ve kansere yakalanma haklarını, açlıktan nefesi kokma hakkını, sefil olma hakkını, sürekli yarın ne olacak korkusu içinde yaşama hakkını, tifoya yakalanma hakkını ve her türden ağza alınmaz acıyla işkence çekerek yaşama hakkını da istiyorsunuz."
Uzun bir sessizlik oldu.
Sonunda Vahşi, "Hepsini istiyorum," dedi.
Mustafa Mond omuzlarını silkti. "Hepsi sizin olsun," dedi. - Mutluluk ve erdemin sırrı; yapmak zorunda olduğun şeyi sevmek.