Beklenmedik şekilde kendimi bu ilişkinin içinde buldum. Ben de şaşkına döndüm, inanamadım ama o kadar güçlüydü ki o andan itibaren hissettiklerim, kaçamadım. Kaçmak istemedim. Tuhaf bir tutku... Nasıl desem... Ruhumu, bedenimi ele geçiren, hücrelerime kadar işleyen, beni tamamen esir alan bir tutku... Çok güçlü bir duyguydu, hem tensel hem duygusal. Ne hissettiğimi anlayabilmek için, o yoğunluğu yaşamak lazım. Ölüm bence bir felaket değil, bir kurtuluştur.
Mevlana'nın gözünde, düğün gecesidir, mesela ölüm. Bir gömlek değiştirmedir. Ben öyle düşünüyorum ama bunu sonra konuşalım. Ama aşk böyle bir şey. Böyle paldır küldür başına geliveriyor insanın işte, hiç beklemediği bir anda. Çünkü o duyguları yaşamadan ölmek istemezdim. O yoğunluğu, o tutkuyu, o yakınlığı... Acıyı da tatmalıyız hem hayatı hem aşkı anlamak için. Kalanların kıymetini bilmek için. Şunu bil ki, böyle olmasını ne istedim ne planladım. Hayatımın akışı karşısında, nutkum tutuldu, iradesiz kaldım.
Diğer Ayşe Kulin Sözleri ve Alıntıları
- Telefonu kapatınca ayağa kalkıp,zafer kazanmış komutan edasıyla gerine gerine dolandı odanın içinde Yusuf.Suttan Hanım'ın haylaz diye bellenen küçük oğlu, tahsili,terbiyeli ve çok kıymetli büyük oğlundan daha iyi idaer ediyordu Şelale Un Fabrikasını.Zaten bu gerçeği gördüğü için değil miydi, artık Meclis'te olmamasına rağmen Kerami'nin Bozova'ya gelmeyip deAnkara'kalması.
- Hayatın boyunca seveceğin bir hayale sahipsin.O tamamen seninken kaybettin onu.
- Hiç olmazsa ben elimden geleni yapmıştım. Hayallerimin peşinden gitmiştim. İleride bir gün, aşk nedir diye sorarlarsa bana, Işık adında biri, diyecektim, ilk görüşte vurulduğum, peşine düştüğüm, yaklaştığım ama hiçbir zaman kavuşamadığım...
- Ah Can,kardeşim,sen bir kere öldün,bizlerse milim milim ölüyoruz o gün bu gündür ! Mutluluğu bir türlü yakalayamıyoruz,kendimizle barışamıyoruz,yaptığımız tüm saçmalıkların faturasını senin ölümüne yazıyoruz !
- "Günbatımını, şafağı, mehtabı seyrettiğimde ya da yıldızlarla dolu lacivert göğe baktığımda içim sevinç doluyor. Acılarıma rağmen, yaşadığıma şükrediyorum."
- Minnettarım tüm hayatımı vakfettiğim cüzamlılarıma, çünkü onların onların sayesindedir ki, memleketimin binlerce başka çocuğuna da uzanabildim. Yoksul olmaları, çaresiz olmaları koşuluyla, hiç ayrım yapmadan, Türk, Kürt, Süryani vs. demeden, kırsalın evlere hapsedilmiş kızlarına kapıları araladım, ışık tuttum yollarına. Beni hırpaladılar, yerden yere vurdular, ne gavurluğum kaldı, ne Kürtçülüğüm, ne de komünistliğim. Şu son aramayla da darbeci yerine kondum. Umrumda bile olmadı.
- Mutsuz olmaya alışmışım bir kere! Tıpkı sigara gibi kötü bir alışkanlık mutsuzluk; tuhaf bir keyif veriyor tiryakisine, hayatını sinsi sinsi yiyerek, damarlarını tıkayarak öldürürken!
- "Bir şeyi daha fark ediyorum; bir çocuk hayatının ilk beş on yılını nerede geçirdiyse, o yerin gönlünden ve beyninden sökülüp atılması mümkün değildir. Dünyanın en çirkin, en ilkel köşesi bile olsa büyüdüğü yer hep sevgiyle hatırlanacaktır, ömrünün sonuna kadar."
- Tuhaf insanlardı İbradılılar.Ticaret yapmaktan ve dışarı kız vermekten hoşlanmazlardı, "İyimizi niye el alsın,kötümüzü niye el görsün," gibi,kendilerine özgü deyişleri vardı.
- Tuhaf insanlardı İbradılılar.Ticaret yapmaktan ve dışarı kız vermekten hoşlanmazlardı, "İyimizi niye el alsın,kötümüzü niye el görsün," gibi,kendilerine özgü deyişleri vardı.