Bazılarımız bazen -ve sanırım çok azımız da her zaman- dört elle yapışırız yaşama. Fark ederek, hissederek, ânı yaşayarak yaşarız; bazılarımız ise âdeta parmak ucuyla tutar yaşamı. Bir sandalyeye, koltuğa veya bir sedire, kendimizi bırakarak, yayılarak yerleşmek de mümkündür, eğreti bir şekilde oturmak da... Benzer şekilde, yaşama bütün varlığımızla, varoluşumuzla yerleşmek de mümkündür, eğreti bir şekilde ucundan ilişmek de... Bir at, üstüne tam yerleşmeyen süvariyi nasıl üstünden atarsa, yaşam da kendine tam yerleşmeyenleri, bir anlamda yeterince uyum sağlayamayanları üstünden atar, devre dışı bırakır
Diğer Üstün Dökmen Sözleri ve Alıntıları
- eski istanbul'da üç adı varmış muşmulanın. muşmula,beşbıyık,döngel.
eğer yaşlı bir kadın geçiyorsa "muşmula,muşmula"
genç bir erkek geçiyorsa "beş bıyık beş bıyık"
genç bir kadın geçiyorsa "dön gel, dön gel" diye bağırırmış - "selam verdim rüşvet değildir deyu almadılar"
--Fuzuli-- - Yapabilenler yaparlar, yapamayanlar öğretirler, öğretmeyi de beceremeyenler yönetirler, yönetmeyi de beceremeyenler eleştirirler teftiş ederler. Heykeli dikilmiş çok sanatçı, bilim insanı vardır; heykeli dikilmiş bir tane eleştirmen, müfettiş yoktur.
- Dedikodu, bazı görünmeyen suflörlerin, ellerinde metin olmaksızın uydurdukları veya ellerindeki metne kendi keyiflerine göre ekledikleri sözleri, sağda solda ilgili ilgisiz kişilere sufle etmeleri sonucunda ortaya çıkar.
- Yaşamın her zerresi kutsaldır. bunu fark ettiğinizde şekeriniz çayınıza, çayınız ise ömrünüze denk gelir.
- Sizi sarsan bir sorunla, bir travmayla ilgili olarak, aradan bir süre geçtiğinde espriler, nükteler yapmaya başladığınızda, sorununuzla baş etmeyi başardığınız, onu hazmettiğiniz anlaşılır.
- Kim kandırmıyor kendini yada herkesi? Yada kandırmak mıdır dünyada bir rol almak? Sahnede inanarak oynanmış bir rol gerçek yaşamda numara yapmaktan daha gerçek değil mi? Ve zaten dünya bir sahne değil mi? Oyuncular, yardımcı oyuncular, figüranlar, sahneden çekilenler, kuliste sırasını bekleyenler, sıram geldi diye sahneye vakitsiz çıkanlar ve hiç sahneye çıkamadan suflörlük edenler. Dünya bir sahne değil mi? (Komşu Köyün Delisi)
- Tandırım tandır oldu, hamur tükendi; erim er oldu ölüm tükendi. (Komşu Köyün Delisi)
- Anasından doğduğu gibi durmuyor insanlık. günbegün uyuyor tüfeklerin ve arzuların menzilleri. Freud haklı, varsa yoksa cinsellik ve saldırganlık. İnanmayan umumi tuvaletlerin arka kapılarına baksın yada gazetelerin ön yüzlerine. Mart kedisi gibi insan oğlu. Hem doğurur, hem doğurduğunu yer. Sen benden delisi Jung Baba: ortak bir bilinci yok ki insanlığın, ortak bir bilinç dışı bulunsun.
- Sevgi demirden bir zırha dönüştüğünde sevilene ağır mı geliyor ne? (Nokta Nokta Hanımın Hayatı)