?...Bak Erol kardeş. Aydın olmak, kültürlü olmak kolay bir şey değil. Sade okumakla, mektep bitirmekle olmaz. ?Ya nasıl olur? ?Önce kendini tanıyacaksın.? Kişi kendini bilmek gibi irfan olmaz demişler. Kendini bilmek, tanımak; tarihini, geçmişini bilmekle olur. Osmanlı aydınları doğal olarak Arapça, farsça bilir; bunun yanında bir de Avrupa lisanı öğrenirlerdi. Bu çokluk Fransızca olmuştur. Biz Osmanlıca bile bilmiyoruz, dedemizin mezar taşını okuyamıyoruz. Kendi öz kaynaklarımızdan bîhaberiz. Böyle aydın olunur mu? Yuzde bir ikiyi çık Türkiye'de okur yazarların çoğu yarı aydındır. Onlar da otuzundan sonra kitap okumaz. Yetmiş milyonluk Türkiye'de gazete tirajı toplam üç buçuk milyon. Bırak kitabı, biz gazete bile okumuyoruz. Seksen sene geçti milleti okumaya alıştıramadık. ?Sebep? ?Sebep çoktur. Ama temeli şu: Biz redd-i miras ettik. Dünyada hiçbir ülkde olmamıştır bu. Ve bu sebepten dolayıdır ki hep taklitte kaldık. Batıdan fikir, sanat ithal ettik. Kendisi olmak önemli, mesela Tanpınar bunun üzerinde çok durmakta. Başkaları da var ya. Bunlar bilinen şeyler.
Diğer Mustafa Kutlu Sözleri ve Alıntıları
- Gülün ömrü de kısadır.
Bu ömrü kısa gül, herhalde koklanınca gül kokusu duyulan güldür.
Malum, ömrü uzun ama koklanınca gül kokusu duyulmayan güller de var. - Gülün ömrü de kısadır.
Bu ömrü kısa gül, herhalde koklanınca gül kokusu duyulan güldür.
Malum, ömrü uzun ama koklanınca gül kokusu duyulmayan güller de var. - Kalabalıkta kimsenin yüzü kendinin değildir, bilirsin.
- "Kalabalıkta kimsenin yuzu kendinin degildir, bilirsin"
- İstanbul böyledir."Yaşanmaz burada" der, çeker gidersin; üç gün geçmeden özlersin.
- "Ne zaman o tahta sıralara oturdum? Ne zaman o bankanın adına sırtımı verdim?" [s. 9]
- "Tâ Adem atamızdan bu yana sürüp gelen zaman bitti; mekân değişti." [s. 143]
- "Ne zaman o tahta sıralara oturdum? Ne zaman o bankanın adına sırtımı verdim?" [s. 9]
- "Tâ Adem atamızdan bu yana sürüp gelen zaman bitti; mekân değişti." [s. 143]
- Geceler gebedir, meşime-i şebden neler doğar bilemeyiz.