Bahadıroğlu: 27 Mayıs darbesinden sonra 12 Mart 1971 müdahalesi oldu. Kuvvet komutanlarıyla Genelkurmay Başkanı, Demirel Hükümeti'ne 'muhtıra' verdiler. Hükümet istifa etti. Meclis'i kaldırmadılar, ama nasıl oluşacağını kararlaştırdılar. Dönemin büyük partilerinden Adalet Partisi ile CHP'nin koalisyon yapmasını istiyorlardı. Başbakanla Bakanlar Kurulu'nu bile askerler seçti. Önce kırk yıllık CHP'nin Nihat Erim'i kırk yıllık emek verdiği partisinden istifa ettirip sözde 'bağımsız'laştırdılar. 'Bağımsız Başbakan' Nihat Erim'in başkanlığında bir 'beyin kabinesi' kurdular. Her şey allak bullak oldu. Yolsuzluklar ayyuka çıktı. Gümrükler soyuldu. Türkiye en az yirmi yıl geriye gitti. Taktak: O zamanki medyanın tavrı nasıldı? Bahadıroğlu: Sözün tam anlamıyla berbat!.. Antidemokratik ve militarist!.. Türk medyası bir yandan darbeleri kışkırtırken diğer yandan darbeden sonra çanak yalayıcılığı yaptı. Hafiften itirazı olan yayın organlarının kimi sansüre uğradı, kimi toplatıldı, kimi yasaklandı, kimi de kapatıldı. Gazeteciler içeri atıldı. Tam dikensiz gül bahçesi... Baskı altındaydık diyorlar, tamam, ama övmek zorunda mıydılar? - Sayfa 180, 181
Diğer Yavuz Bahadıroğlu Sözleri ve Alıntıları
- Her kalabalığın içinde yalnızlar var...
Her anonim sevgiyle kuşatılmış meşhurlar arasında, bireysel sevgiyi arayan sevgisizler olduğu gibi... - Eğer yüreğinizin içinde hasret, beyninizin kıvrımları arasında "Ne olacağım?" kuşkusu varsa ve ne yüreğinizi, ne beyninizi çözecek birileri bir türlü karşınıza çıkmamışsa, sonsuz yalnızsınızdır...
Eğer yanınızdaki duygularınıza değil, işlevinize kilitlenmişse yalnızlığınız sonsuzluğa bürünüp hayat boyu nemlendirir gözlerinizi... - İnsan yalnızlığını yenmek için başarıya kilitlenir. Hazin ki başarılı olduğu ölçüde de yalnızlaşır...
- Eğer yüreğinizin içinde hasret, beyninizin kıvrımları arasında "Ne olacağım?" kuşkusu varsa ve ne yüreğinizi, ne beyninizi çözecek birileri bir türlü karşınıza çıkmamışsa, sonsuz yalnızsınızdır...
Eğer yanınızdaki duygularınıza değil, işlevinize kilitlenmişse yalnızlığınız sonsuzluğa bürünüp hayat boyu nemlendirir gözlerinizi... - İnsan yalnızlığını yenmek için başarıya kilitlenir. Hazin ki başarılı olduğu ölçüde de yalnızlaşır...
- Mark Twain der ki: "hepimiz dünya denen devasa bir çöplükte yaşıyoruz, ama bazılarımız yıldızlara bakıyor."
- Bu kişver-i Rum bir ser-i püşide-i arus-i pur namustur ki, iki damad hutbesine tab götürmez. (Osmanlı Devleti öylesine namuslu bir gelindir ki, iki damat istemez)...
- Hürrem Sultan'ın Harem'e alınmadan önceki adı; Aleksandra Lisowska'dır. Güler yüzlü olduğu için "Hürrem" adı verilmiştir.
- Eski tarihçilerimizden Peçevi'nin "Güneş farz-ı muhal erkek olsaydı, Harem'e doğmasına izin verilmezdi" şeklindeki sözleri meşhurdur.
- İmkansıza aşık olan deha, her eserinde "imkansız"ı denemiş ve gerçek hayatta yapamadığını yapıp "zıtların estetik uyumunu" yakalamıştır. "Ve minel aşk!" Unutmayın: Sanat, "sonsuz"un ve "aşk"ın adıdır....