Allah'ın seçip üstün kılmasını, sadece soy, sop, aile ve genetik üzerinden daraltarak anlatmazdı Zahter. Allah tarafından seçilmiş bu kimselerin 'takva'sı yani 'kulluk bilinci' ve verdikleri 'tevhidi' mücadele onları seçilmiş kılıyor derdi. Zahter'in nazarında seçilmişliğin sınanmışlıkla da güçlü bir irtibatı vardı. Sınamadan seçmezlerdi kimseyi der, acıyla gülerdi... Hz. Adem, evlatları Kabil ve Habil üzerinden; Hz. Nuh, sözüne uymayan eşi ve oğlu üzerinden; Hz. İbrahim, kendisini taşlayarak kovalayan babası üzerinden; İmran Ailesi, çocuk sahibi olamayışları üzerinden imtihan değiller miydi? - Sayfa 67
Diğer Sibel Eraslan Sözleri ve Alıntıları
- Hiçbir yere sığmayıp da mümin kulunun gönlüne sığan Rabb elbette secdeye layık olan tek ilahtı.
- Sen sen ol,sakın göklere bakmayı bırakma e mi küçüğüm? Başına her ne gelirse gelsin, ama kolay ama zor, üzüntüde veya sevinçte, nerede olursan ol, gökyüzündeki yıldızları seyretmeyi sakın bırakma...
- Hiçbir yere sığmayıp da mümin kulunun gönlüne sığan Rabb elbette secdeye layık olan tek ilahtı.
- Sen sen ol,sakın göklere bakmayı bırakma e mi küçüğüm? Başına her ne gelirse gelsin, ama kolay ama zor, üzüntüde veya sevinçte, nerede olursan ol, gökyüzündeki yıldızları seyretmeyi sakın bırakma...
- Söylemek ne kadar zordur oysa. İçtekini derin bir kuyudan çeker gibi sabırla çıkarmak dışarı ve çıkardığına da razı olmak sonrasında...Oysa hiçbir kuyu yeterince arı duru çıkaramayacaktır Sevgili'nin hak ettiği kelimeleri.Çünkü kuyu, utangaç ve saklayıcıdır.Çıkarmaktan çok sarıp bürümeyi bilir, adeti budur kuıyunun.
- Demirin ateş altında aldığı darbe, onun imhası değil; tam tersine, dervişane bir razı oluşla nice zorlu imtihanlar sonrasında hantallığından kurtulup şekle girmesi serüvenidir. Demir, ateşin altında dövülerek geçirdiği terbiye sürecinin ardından keskin bir kılıç olarak uyanır güne...
- Hz. Meryem, onların Şam'daki karşılaşmaları sırasında kendi arlarında şu şekilde konuştuklarını işitmiştir...
Henüz on iki - on dört yaşlarındaki iki çocuktan İsa, gülerek konuşunca Yahya onu ikaz eder: "Ne o kardeşim, sanki Yüce Allah'ın hesap ve azabından emin olmuş gibisin..."
Bunun üzerine genç İsa cevap verir: "Sevgili kardeşim, sen de Cenab-ı Allah'ın rahmet ve fazlından ümit kesmiş gibisin..."
Sonra ikisi de gülümseyerek birbirlerine sarılmışlardı. - Eğer kibirden ırak ve alçak gönüllüysen, nefsini öldürmüşsün demektir. Deniz, ölüyü dipte bırakmaz, su yüzüne çıkarıp kıyıya atar. Ama mal, mülk, makam, mansup ve benlik derdindeysen tacınla, tahtınla su yüzüne çıkmana imkan yoktur, bunlar seni denizin dibine batıracak yüklerdir... Beşeri ve nefsani sıfatlardan soyunduğun zaman, sırlar denizi seni başının üstüne çıkarır.
- Hz. Meryem merhametin, Hz. Asiye emniyetin, Hz. Hatice sadakatin, Hz. Fatıma nurun timsalleriydi.
- Büyüdükçe, unutmanın büyük bir nimet olduğunu öğreniriz...