1966 EVLERDEN BİRİ Orhan Kemal Yaşlı, be - AlıntıSöz

1966 EVLERDEN BİRİ Orhan Kemal Yaşlı, bezgin Sadi Bey komşu kızı gencecik Nursen'i için için, umutsuz bir aşkla sevmektedir. İstanbul yaşamasından renkli, çarpıcı sahnelerle bezeli Evlerden Biri, yalnızca Sadi Bey ailesinin romanı değildir. Ekonomik zorluklarla boğuşan asıl İstanbul, eser boyunca, birbirinden canlı yan kişiler aracılığıyla da yaşatılır. Taşlık'taki gazino sahnesi, cumartesi saat on beşten sonraki dans, Evlerden Biri'nde 1960 sonrasının İstanbul'unu ancak Orhan Kemal'e özgü bir anlatışla 'yaşatır'. Böylece, büyük kentte, Aksaray, Cibali' den Maçka'ya, Şişli'ye irkiltici karşıtlıklar, birbirine karşıt yaşamlar sergilenir. Haksız kazançların, çarçabuk yükselişlerin odağında birçok ev göçüp gitmekte, insanlar dışa vuramadıkları acılarla kavrulmakta, birbirlerine -üstelik aynı ailedenken- düşman olmakta, herkes her an yitirmektedir... . . . Nuriye Hanım da ayağa kalkmıştı. Karşılıklı duruyorlardı. Okuma odasının pencerelerinden giren akşam ışığı, inceden, pembe bir toz yığını gibi eşyaların üstüne, yüzlerine iniyordu. Birbirlerini iyice tanımak, biraz önce paylaştıkları mutlu sevinci yeniden bulmak istercesine yaklaşıyorlardı. Olmuyor, olmayacak diye, sinsi kuşku sızmaya başlamıştı Nuriye Hanım 'ın içine. Neden birdenbire kaybettim umudu mu, neden ölüm kapının ardında gibi titriyorum? Saçma değil miydi bıkıp usanmadan geçmişi konuşmaları? Neden yaraları tırnaklarımızla açıp açıp kanatıyoruz?

Diğer Selim İleri Sözleri ve Alıntıları