1936 SELMA VE GÖLGESİ Peyami Safa (Server Bedi) Fikret Adil'in Asmalımescit 74ünde (1933) Server Bedi'yle Peyami Safa ikiz görünümündedirler. Fikret Adil, adeta iki ayrı Peyami Safa varmış gibi yazmıştır... Selma ve Gölgesi?nde Server Bedi de iki ayrı Selma'yı anlatır, ya da, Server Bedi adı Peyami Safa'nın takma adıysa, dişi vampir Selma da yalnız ve mutsuz asıl Selma'nın bütün bir iç dünyasıdır. Hep Boğaziçi! Dişi vampir Selma'nın macerası, aynı zamanda romanımızın göçüp giden Boğaziçi sayfalarına açılır; derin bir pitoresk oluşturur. . . . Uzanır gibi oturdu ve gözlerini yarı kapadı. Ne rüya! Ah... bu Selma muhakkak ki sanatkâr bir kadındı, bir şair, şiir yazmayan, şiirin bütün havasını, tesirlerini yaratan, şiiri tam hayat halinde yaşamak isteyen bir şairdi.
Diğer Selim İleri Sözleri ve Alıntıları
- "Hikâyelerinizde mâzi var. Biliyor musunuz, insan mâziye geri dönebileceğini sanıyor..."
- "Hikâyelerinizde mâzi var. Biliyor musunuz, insan mâziye geri dönebileceğini sanıyor..."
- Sevgi nedir diye sormuyorum çünkü çok az biliyorum, sevgi yaşadıklarımın hiçbiri değil. Ben sormuyorsam bu adamlar gibi şimdi nerde, şimdi ne yapıyor, alışılmış sözcükleriyle bunları sormuyorsam kimse için, yaşadıklarıma sevgi gözüyle bakamam. Bir filmi seyrederken yalnızsam ve sormuyorsam içimden nasıl bulurdu o, bir kitabı okuyup da bir şeyler düşünmüşsem ve onunla tartışmayı aklımdan bile geçirmemişsem, çay içerken, neskafe için su kaynatırken, kapının zili çaldığında yüzünü şöyle bir görüp bir sözcükle, adıyla anmıyorsam, hayır, sevgiyle en küçük bir ilintisi yok bunun.
- Bir şey unutmuşum gibi geldi bana. Fakat ne? Her şeyim yanımda. Her zaman kahreden ikinci ses, "Siyah gözler unuttun" dedi. Anladım, içim ezildi.
- Bir şey unutmuşum gibi geldi bana. Fakat ne? Her şeyim yanımda. Her zaman kahreden ikinci ses, "Siyah gözler unuttun" dedi. Anladım, içim ezildi.
- İstese beni arayabilirdi. Arayıp sorardı. Bir hayalin ardındayım. Dostluklar belli yaşlarda, ilk gençlik dönemlerinde güzel. Ama ben çocuk kaldım, hiç büyümedim, hep sığ sularda..
- İstese beni arayabilirdi. Arayıp sorardı. Bir hayalin ardındayım. Dostluklar belli yaşlarda, ilk gençlik dönemlerinde güzel. Ama ben çocuk kaldım, hiç büyümedim, hep sığ sularda..
- Bu, epeydir acı çeken, belki de bütün yaşamı boyunca - söyleyemediği, dile getiremediği, dışa vurmadığı - acılar çekmiş bir insana ağlamaktı ve bu insan benim annemdi.
- Sevdiğim bir şiiri okurken, bir romanı, bir öyküyü ya da bir filmi anlatırken de gözlerim dolar, ağlarım çoğu kez. Karşımdaki kişiler, bundan tedirginlik duyarlar.
- Gözlerindeki o camı andıran, sonra yavaşça biriken, dolan, yuvasına sığamayarak taşan yaşların, gözyaşlarının nedeni nasıl açıklanır?