-Ses hiç kesilmeden sürüyordu. Winston bir an kendine geldi ve ötekilerle birlikte bağırıdığını, topuklarını var gücüyle iskemlenin basamağına vurduğunu fark etti.İki Dakika Nefret'in en korkunç yanı,insanın katılmak zorunda olması değil,katılmaktan kendini alamamasıydı.Otuz saniye sonra en küçük bir zorlamaya gerek kalmıyordu.Tüm topluluk,elektrik akımına kapılmışçasına,ürkünç bir kin ve nefretle azgınlaşıyor,öldürme,işkence yapma,yüzleri bir balyozla yamyassı etme isteğine kapılıyor,insanlar ellerinde olmadan yüzleri kaskatı kesilerek çılgınlar gibi bağırıp çağırıyorlardı.Ama yine de,duyulan öfke,bir pürmüzün alevi gibi bir nesneden öbürüne yöneltilebilen,soyut,kimseyi hedef almayan bir duyguydu.
-Kimse devrimi korumak için diktatörlük kurmaz; diktatörlük kurmak için devrim yapar.
-Onlardan nefret ederek ölmek, özgürlük buna denirdi işte.
-Geleceği merak ediyorsanız, insan suratına yapışmış bir postal hayal edin, her zaman...
-Özgürlük, iki kere iki dört eder diyebilmektir. Buna izin verilirse, arkası gelir.
-Herkes eşittir; ama bazıları daha eşittir.
-NASIL'ını anlıyorum:NEDEN'ini anlamıyorum.
-Gerçekler,ne yaparsanız yapın,gizlenemezdi.Araştırıp kovuşturarak ortaya çıkarılabilir,işkence yaparak sizden sökülüp alınabilirdi.Ama amacınız hayatta kalmak değil de insan kalmaksa,sonuç ne fark ederdi ki?
Diğer George Orwell Sözleri ve Alıntıları
- Bilmek ve bilmemek, gerçeği görmenize karşın özenle hazırlanmış yalanları söylemek, birbirine karşıt iki kavrama birbiriyle çeliştiğini bile bile inanmak, ahlaka bağlılığı ileri sürerken onu yadsımak, demokrasinin olanaksız olduğuna inanarak Parti'yi demokrasinin koruyucusu görmek, herhangi bir şeyi gerektiğinde unutmak ve gerektiğinde yeniden anımsamak.
- Deli dedikleri şey tek kişilik bir azınlıktı belki de.
- Modern savaşın ana amacı genel yaşam düzeyini yükseltmeksizin, makinelerin ürettiklerini tüketmektir.
- Bazen iki artı iki beş eder, bazen eder.
- Domuzlar, koşum takımlarının durduğu odayı karargah edinmişlerdi. Akşamları burada, çiftlik evinden getirmiş oldukları kitaplardan nalbantlık, marangozluk gibi gerekli uğraşları okuyup öğreniyorlardı. Snowball, ayrıca, öteki hayvanların Hayvan Kurulları'nda örgütlenmesiyle de uğraşmakta, bu iş için bıkmadan usanmadan çaba harcamaktaydı.
- Büyük birader seni izliyor.
- "Gardiyan kasıklarını tutarak gülmekteydi.Ama bir sorusunu yanıtlamıştı.Hiçbir zaman, neden ne olursa olsun, acınızın arttırılmasını isteyemezdiniz. Acı içinde tek şey isteyebilirdiniz; durmasını.Dünyadaki hiçbir şey fiziksel acıdan daha kötü olamazdı.Acının karşısında kahramanlık yoktu.''
- "Winston:
Büyük birader diye biri gerçekten var mı?
O'brien: Bu var olmakla neyi kastettiğine
bağlı. Winston: Demek istediğim, o benim var
olduğum gibi var mı? O'brien: Sen
yoksun." - "
Geçmiş tuhaf bir şey. Her zaman sizinledir, bence on ya da yirmi yıl önce olmuş bir şeyi düşünmeksizin bir saat bile geçiremeyiz, yine de çoğunlukla hiçbir gerçekliği yoktur, tarih kitaplarındaki bir sürü malzeme gibi, o da yalnızca bildik bir olgular dizisinden ibarettir. Sonra şans eseri bir görüntü veya ses ya da koku, özellikle de koku, size çarpar ve sadece geçmiş canlanmakla kalmaz, siz de gerçekten geçmişe dönüverirsiniz." - Bütün hayvanlar eşittir; ama bazı hayvanlar öbürlerinden daha eşittir.