Carter'in evine iki ev kala, bir grup çocuk, kumsalda kumdan bir kale yapmaktaydılar. Çocukların en küçüğü, bir buçuk yaşlarında, tombul bir bebekti. Yeni yürümeye başlamış olmalıydı. Henüz pek denge sağlayamadığı halde, kendisinden büyük olan diğer iki çocuğa cesaretle ayak uydurmaya çalışıyordu. Elinde kovasıyla, onlarla birlikte kıyıya doğru koşuyordu. Dönüşte, Sloan'ın yanından geçerken sallandı, ayağı takıldı ve düştü. Kovanın içindeki su kumların üstüne döküldü. Sloan, onun yanına diz çökerek, Yardıma ihtiyacın var mı? diye sordu. Küçük çocuk kovasını elinde sımsıkı tutuyordu. Dönüp poposunun üstüne oturdu, kıza baktı ve ümitsizlik içinde hıçkırıklara boğuldu. Sloan ona doğru atıldı bebeği kovayı ve kumları hep birlikte kucakladı. Gülerek onun sırtını okşuyordu. Ağlama küçüğüm. Ağlama, canım... şimdi hallederiz Çocuk sakinleşti. Kumlara bulanmış yumruğuyla gözlerini ovuşturdu. Sloan onu kucağından yere bıraktı ve boş olan elini tuttu. Tekrarladı, Hemen hallederiz. Degil mi? Son cümleyi Noah'a bakarak söylemişti. Noah önce, kızın hercai menekşe rengindeki yalvaran gözlerini, sonra çocuğun kahverengi ümit veren bakışlarını gördü. Sessizce kovaya uzandı. Sloan ona gülümsedi. Bebekde gülümsedi. Beyni bu anı bir fotoğraf karesi gibi yakaladı Bu kızı istiyordu
Diğer Judith McNaught Sözleri ve Alıntıları
- Meredith: ''Önümüzdeki ay koleje başlamam gerekiyor. Koleje gitmeye mecburum, Matt. bir gün başkan olmayı planlıyordum.''
Matt: ''Oldukça büyük bir hedef. Amerika Birleşik Devletleri Başkanı...''
Meredith: ''Hayır Amerika'nın değil; mağazamın.''
Matt: ''Tanrıya şükürler olsun. Önümüzdeki yıllarda zengin bir adam olmayı planlıyorum ama seni Amerika Birleşik Devleti Başkanı yapmaya gücüm yetmezdi.''
Ahaha Matt ya. - Meredith: ''Önümüzdeki ay koleje başlamam gerekiyor. Koleje gitmeye mecburum, Matt. bir gün başkan olmayı planlıyordum.''
Matt: ''Oldukça büyük bir hedef. Amerika Birleşik Devletleri Başkanı...''
Meredith: ''Hayır Amerika'nın değil; mağazamın.''
Matt: ''Tanrıya şükürler olsun. Önümüzdeki yıllarda zengin bir adam olmayı planlıyorum ama seni Amerika Birleşik Devleti Başkanı yapmaya gücüm yetmezdi.''
Ahaha Matt ya. - Bir kadına düşlerindeki krallığı görmek her gün kısmet olmuyordu.
- Meredith: ''Önümüzdeki ay koleje başlamam gerekiyor. Koleje gitmeye mecburum, Matt. bir gün başkan olmayı planlıyordum.''
Matt: ''Oldukça büyük bir hedef. Amerika Birleşik Devletleri Başkanı...''
Meredith: ''Hayır Amerika'nın değil; mağazamın.''
Matt: ''Tanrıya şükürler olsun. Önümüzdeki yıllarda zengin bir adam olmayı planlıyorum ama seni Amerika Birleşik Devleti Başkanı yapmaya gücüm yetmezdi.''
Ahaha Matt ya. - Meredith: ''Önümüzdeki ay koleje başlamam gerekiyor. Koleje gitmeye mecburum, Matt. bir gün başkan olmayı planlıyordum.''
Matt: ''Oldukça büyük bir hedef. Amerika Birleşik Devletleri Başkanı...''
Meredith: ''Hayır Amerika'nın değil; mağazamın.''
Matt: ''Tanrıya şükürler olsun. Önümüzdeki yıllarda zengin bir adam olmayı planlıyorum ama seni Amerika Birleşik Devleti Başkanı yapmaya gücüm yetmezdi.''
Ahaha Matt ya. - Bir kadına düşlerindeki krallığı görmek her gün kısmet olmuyordu.
- Bir insanın mutlu olması için ailesinin hayır duasını alması şarttır. Ailenin senden nefret etmesi, lanetlemek gibi bir şeydir.
- Erkekler savaş alanlarında kendilerini kurban ederek onurlanırlar. Oysa biz evlilik yemini ederek kendimizi kurban ederiz.
- Bu erkekler olmasa kadınlar hayal kuramazlardı. Pişmanlık ta duymazlardı.
- İnsanlar özgürlüğü gözlerinde çok büyütüyorlar. Ona özgürlüğünü ver bundan nefret edecektir.